erken boşalma etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
erken boşalma etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Ateşimi yak!

Bay doğru yatakta bay yanlışsa ne yapmalısınız?

Sakın yanlış anlamayın, kötü seksle noktalanmış bir one night stand'den bahsetmiyorum. Bir sürü anlamsız kısa ilişkiyi ve aşk testlerinin aptal seçeneklerini geride bıraktıktan sonra birgün eski bir arkadaşım yeniden hayatıma girdi. Hem de bu defa bir aşk macerası olarak! Bir sürü yanılgıların,
bir dolu pişmanlıkların, kız arkadaşlarla kafa çekilen ve sarhoş olunan yalnız gecelerin ardından
tam da ümitsizliğe kapıldığım anda işte beklediğim o mükemmel adam karşımdaydı.




Zeki, duygusal ve sorumluluk sahibiydi. Çok iyi bir işi ve bana aşkla bakan gözleri vardı. Daha ne isteyebilirdim ki! Şık restoranlarda yenilen yemekler, liseli aşıklar gibi cilveleşilen sinemalar ve
sadece masum bir flörtle geçen birkaç haftanın ardından bir gece nihayet evimde, yatağımdaydı. Saçları saçlarıma, elleri ellerime dolaşıyordu. Tam heyecandan aklımı yitirmek üzereyken herşey bitiverdi. Arkadaşlarım bu durumun üstesinden gelebileceğimi söylediğimde benim deli olduğumu düşündüler. Ve yıllar boyunca da üstesinden gelebilmek için uğraştım. Kendi kendimi, eğer bu ilişkideki geri kalan herşey mükemmelse cinsel hayatımızın kötü oluşunu tolere etmem gerektiğine ikna etmeye çalışıp durdum. En sonunda birgün daha fazla dayanamayacağımı anlayıp onu terk ettim.





Seks terapisti Dr. Sandor Gardos bazı çiftlerin cinsel anlamda uyumsuz olabileceklerini, ama pek çoğunun havlu atıp vazgeçmek yerine cinsel yaşamlarını renklendirmek için çabalarlarsa bu sorunu yenebileceklerini dile getiriyor: "Bütün çabalar sonuç vermediyse o zaman karşılıklı ilgiyi bozan birşeyler var demektir.



İlk birkaç deneme başarısızlıkla sonuçlanabilir. Fakat bu o ilişki için kötü seksin kader olduğu anlamına gelmez." Peki, dünyada hiçbir şey öyle kolay kolay değişmezken, biz neden ilişkilerimizde bazı şeyleri değiştirmek için bu kadar sabırsızız? Belki de bunun nedeni cinsel özgürlüğümüzü yeni kazanmış olmamızdır. Eskiden böyle değildik. Eğer partnerimizle seks hayatımız kötüyse, gözlerimizi kapatır ve ülkenin sorunlarını düşünüp, vakit geçirmeye çalışırdık. Fakat şükürler olsun ki artık cinsel özgürlüğümüzü elde etmemizde büyük katkıları olan ' and the City' gibi erotizm sorunsalını irdeleyen diziler ve seks-shop?lar var; ve biz kadınlar ihtiyaçlarımızın biliniyor olmasından çok mutluyuz.

Artık ne istediğimizi ve ne zaman istediğimizi çok iyi biliyoruz. Prezervatif üreticisi Trojan tarafından yeni yapılan bir araştırma kadınların %65?inin cinsel ilişki esnasında aktif olabildiğini, %88?inin de misyoner pozisyonundan sıkıldıklarında başka bir pozisyon önermekten mutlu olduklarını gösteriyor. 'Yahoo! Personals' web sitesinde yapılan ankete göre de erkeklerin %69?u ve kadınların %75'i ilk buluşmanın ilk saatinde cinsel kimyalarının uyup uymayacağına karar veriyor. Yani kimse kimseye fazla bir şans daha tanımıyor ve etrafta denenip çöpe atılmış flörtlerin sayısı hergeçen gün biraz
daha artıyor.





Kimya sınavından kalmayın!


Çiftler arasındaki, kimya derken aslında adını bir türlü koyamayacağımız, kontrolümüz dışında gelişen şimşek çakması gibi bir tür enerjiden söz ediyoruz. Ve o şimşek ne menem birşeydir ki, eğer doğru zamanda çakmazsa mükemmel olma potansiyelindeki bir ilişkininin daha başlamadan sona ermesine neden olabiliyor.



Buradaki soru, eğer o şimşek çakmazsa arkamıza dönüp bakmadan kaçmalı mıyız, yoksa hala kalıp çabalayarak değiştirebileceğimiz birşeyler var mı? Uzmanlar bu tür durumlarda biraz sabır göstermek gerektiği konusunda taraftarlar. Yani partnerinizin numarasını cep telefonunuzdan silip, maillerini çöp kutusuna yollamadan önce hala yapabileceğiniz bazı şeyler var. Dr. Gardos bu tür durumlarda öncelikle bizi rahatsız eden şeyin ne olduğunu belirlememiz gerektiğini düşünüyor: 'Yatakta iyi değil' cümlesinin içeriği kişiden kişiye değişiyor.





Yumuşak ve şefkatli dokunuşlar bir kadın için cinselliğin alevlenmesinde doğru adımlarken, bir diğerinin bu yüzden bütün isteği kaybolabiliyor. O istediğiniz bazı şeyleri yapmıyor mu? Ya da onun yaptığı şeyler aslında nefret ettiğiniz şeyler mi? Eğer sorun sadece bunlardan biriyse o zaman çözümde kolaylıkla mesafe katedebilirsiniz.'



Seks terapisti Jennifer Isham'a göre cinsellikten neler beklediğimizi bütün detaylarıyla düşünmemiz ve kendimize karşı dürüst olduğumuzdan emin olmamız gerekiyor: 'İlk sevişmede mükemmel performans bekleyenlere ya da erotik maceralar yaşamak istedikleri halde hiçbir çaba göstermeyenlere kesinlikle tolerans göstermiyorum. Erkek arkadaşınızın sizin aklınızdan geçenleri okuyup mucizevi bir biçimde gizlice istediğiniz herşeyi yapmasını mı bekliyorsunuz? Eğer bütün sorumluluğu partnerinize veriyorsanız kendinizden utanmalısınız. Kendinizi tanıyıp nelerden hoşlandığınız belirleyin ve bunları partnerinizle paylaşın. Unutmayın, kendi alacağınız zevkten kendiniz sorumlusunuz.'





Onun egosunu sarsmayın


Seksten neler beklediğinizi belirlemek için şöyle bir yöntem deneyebilirsiniz: Küveti doldurup bütün geceyi banyoda Barry White dinleyerek geçirin. Fantezilerinizi düşünün ve sonra bir deftere notlar alın. Partnerinize beklentilerinizi açıklarken unutmamanız gereken çok önemli bir şey var: Erkeklik egosu çok kırılgandır.



Dolayısıyla beklentilerinizi ona aktarırken bunu bir yaptırım gibi yansıtmak yerine onun hakimiyetini sarsmayacak biçimde yaklaşmamız gerekiyor. 'The Big Bang and Sex Etiquette for Ladies and Gentlemen' kitabının yazarları Emma Taylor ve Lorelei Sharkey "Uyumsuzluk öğrenilmiş bir davranış biçimidir, kitaplardan, arkadaşlardan, Michael Douglas filmlerinden ya da kötü pornolordan", diyor


ve ekliyorlar: "Partnerinize nelerden hoşlandığınızı öğretebilir ve onun hoşlandığı şeyleri de siz öğrenebiliriniz.
Bunun için gerekli olan şey iletişim kurmak, göstermek ve söylemektir." Dr. Gardos ise cinsel sorunların tek nedeninin uyumsuzluk ya da iletişimsizlik olmadığını dile getiriyor: "İlişkinin ne kadar zamandır sürdüğüne bağlı olarak problemler fiziksel olmaktan öte olabilir.





Kırgınlık, stres ve kızgınlık gibi duygular ve durumlar libidoyu yok edebilir. Bu durumda ilişkinin sadece seks boyutunu değil, psikolojik yapısını da irdelemek gerekir." Dolayısıyla bir seks terapistine gideceksek, o uzmanın mutlaka psikolojinin diğer alanlarında da donanımlı olmasına dikkat etmemiz gerekiyor.



Kişilerin geçmişinde cinsel suistimal gibi ciddi sorunlar ya da çocukluğa dair rol modellerinde problemler varsa ve bu sorunlar ilişkiye yansıyorsa o terapistin tüm bu konuları ele alması beklenmelidir.Taylor ve Sharkey çiftlerin seks terapistine gitmekten kesinlikle çekinmemeleri gerektiğini düşünüyor, zaman ve çaba harcanmadan daha iyi bir cinsel yaşam elde edilemeyeceğini söylüyorlar.
Sorunu çözmekte geç kalmaksa olayı tamamen çözümsüz bir noktaya taşıyabiliyor: "Uzun süreli ilişkilerde cinsel tutku zamanla eksilebilir. Fakat daha ilişkinin başında ateşli bir cinsellik yoksa, o ateşi zaman geçtikten sonra yakabilmeniz mümkün olmaz." Bütün bu çabaları gösterdikten sonra hala arzu ettiğiniz şeyi elde edemediyseniz tıpkı benim gibi sizin de ayağa kalkıp kızarkadaşlarınıza şöyle söylemenizin zamanı gelmiş demektir: "Tutkusuz bir hayat istemiyorum kızlar!" Uzun soluklu bir ilişkide birçok şeyin yokluğunu önemsemeyebilir, mahrum yaşamayı göze alabilirsiniz. Ama seks, yani iyi seks, asla onlardan biri olmamalı.



Read more

Evliliği kurtarmanın formülü açıklandı!

Psikoder Başkanı Dr.Cem Keçe; “Eşinizin olumsuz taraflarına değil olumlu taraflarına odaklanın!”

Türkiye Psikoterapi ve Psikoterapistler Derneği (PSİKODER) evlilik terapistleri, evliliklerdeki tutkunun ve romantizmin ilk günkü gibi taze kalabilmesi için nelere dikkat edilmesi ve neler yapılması gerektiğini açıkladı…


DEĞER VERDİĞİNİZİ GÖSTERİN!


Mutlu bir evliliğin tesadüfler sonucu olmayacağına dikkat çeken PSİKODER Başkanı Dr. Cem Keçe; “Her ne kadar flört ve nişanlılık dönemini yaşamış olsanız da, evlendikten sonra yaşanan geçimsizlikler ya da anlaşmazlıklar mutluluğunuzu sekteye uğratabilir. Eğer evliliğinizin istikrarlı bir şekilde gitmesini ve mutlu olmayı istiyorsanız, mutluluk için yapılması gerekenlerin olduğunu unutmamalısınız. Eşinizin olumsuz taraflarına değil olumlu taraflarına odaklanın. İşe ilk olarak, eşinize değer verdiğinizi göstererek başlamalısınız.




Bunu gösterebilmek için çok büyük şeyler yapmanıza gerek yok. Hiç beklenmedik bir anda eşinizin yanağına konduracağınız bir öpücük, sıcak bir bakış ya da ‘Seni özledim!’, ‘Seni düşünüyorum!’ demek, yeterli olacaktır. Her insan gibi eşinizin de takdir edilmekten hoşlanacağını unutmayın. Onu takdir edebilmek için nelere değer verdiğine dikkat etmelisiniz. Bunun yaparken, ‘Bu gün çok güzelsin’, ‘Bu kıyafet sana çok yakışmış’ ya da ‘Sana ihtiyacım var’, ‘Bu konuda haklısın’, ‘Teşekkür ederim’ ve ‘Özür dilerim’ gibi cümleleri kullanmayı ihmal etmemelisiniz çünkü ‘Güzel söz yılanı bile deliğinden çıkarır’.


Bu nedenle, evliliğinizi mahvedecek olan ‘Keşke!’, ‘Ben sana söylemiştim!’, ‘Sen zaten hep böylesin!’, ‘Bırak, ben yaparım!’, ‘Bugün canım istemiyor!’ gibi cümleleri bir an önce hayatınızdan çıkarmalısınız. Eşinize değer verdiğinizi, ona karşı dürüst olarak, mutluluğunuzu ya da üzüntünüzü paylaşarak, arkadaşlarıyla arkadaş olarak, hobilerine saygı göstererek, onun için kendinizi geliştirerek, kendinizden çok fazla ödün vermeden, oluru olan konularda, fedakârlık yaparak ve kendinize bakarak gösterebilirsiniz. Bunun yanında, zihninizi okumasını beklememeli, genelleme ya da kıyaslama yapmamalı, mükemmeliyetçi olmamalı, aynı anda öfkelenmemeli, aceleci olmamalı ve sorgulamamalısınız.” dedi.





İLETİŞİMİNİZİ GÜÇLENDİRİN VE KENDİNİZİ VAZGEÇİLMEZ KILIN!


Evliliğin, farklı aile yaşantılarından ve kültürlerden gelen iki insanın aynı mekânı ve zamanı birlikte paylaşmaya başlamasıyla oluşan sosyal bir kadın ve erkek ilişkisi olduğunun altını çizen PSİKODER Başkan Yardımcısı Dr. Cebrail Kısa; “Evliliklerde iletişim eksikliğinden kaynaklanan ufak tefek problemlerin yaşanması olağandır. Bu problemlerin büyüyüp, çiftin ve ilişkinin yıpranmasına olanak vermemek için birbirinizle konuşmayı ihmal etmemeniz gerekir.




Her akşam TV’yi açmadan önce ya da her gece yatağınıza geçince 10–15 dakika gününüzün nasıl geçtiğini anlatabilirsiniz. Bu iletişim, göz ve dokunma temasını güçlendirecektir. İletişim içinde bulunurken iyi bir dinleyici olmaya özen gösterin, olumsuz eleştiriden kaçının, nasihat vermek ve ‘Sen hep zaten geç kalırsın!’ şeklindesuçlamak yerine; ‘Senin geç kalman beni çok üzüyor!’ cümlesinde olduğu gibi ben dilini kullanmayı ve eşinize dokunmayı asla ihmal etmeyin. Dokunmak, sıcak temasın bir göstergesi olduğu için iletişimi güçlendirecektir.” dedi.





BAŞ BAŞA VAKİT GEÇİRİN…


Baş başa vakit geçirmenin önemine değinen PSİKODER Genel Sekreteri Psikolog Kemal Özcan; “Eşinizle birlikte her gün en azından bir öğün yemek yemeniz, her hafta baş başa kalabilecek bir şekilde bir yerlere gitmeniz gerekiyor. Baş başa içeceğiniz bir kahve esnasında yapacağınız sohbetler ya da uzun yürüyüşler evliliğinizi canlandırmak için birebirdir. Elbette ki, hala makyajınızı yapıyor, kuaföre gidiyor ya da yeni giysiler alıyorsunuzdur.




Fakat ara sıra yapacağınız değişiklikler örneğin, saç şeklinizi ya da rengini değiştirmek, tırnaklarınızı uzatmak ya da eşiniz için giyinmek,eşinizin gözünde vazgeçilmez olmanızı sağlayacak önemli etkenlerden bir kaçı olduğunu unutmayın. Her erkek eşinin kendisi için bir şeyler yapmasını bekler ve bundan çok keyif duyar. Bu erkekler içinde böyledir. Yapacağınız sakal değişikliği bile eşinizi baştan çıkarmaya yetecektir. Bunları yaparken, ‘Senin için yaptım!’ demeyi de asla unutmayın. İnanın bu çabaya değecek!” dedi.





SEKS HAYATINIZA ÖZEN GÖSTERİN…


Evliliklerde seks hayatına özen gösterilmesi gerektiğini savunan PSİKODER Yönetim Kurulu Üyesi Psikolog Serap Güngör; “Çiftlerin seks hayatlarını canlandırıcı birkaç küçük püf noktaya özen göstermeleri gerekiyor. Günlük hayat gibi yatak odası da bir süre sonra monotonlaşabiliyor.




Evliliğinizin gidişatını değiştirmek, iletişimi güçlendirmek ve kendinizi vazgeçilmez kılmak için cinsel yaşamınıza özen göstermeli, ön sevişmelerinizdeki dokunmaları çoğaltmalı, oral sekse yer vermeli, fantezilerinizi açıkça ifade etmeli, birlikte duş almalı, birbirinize masaj yapmalı, müzik ya da mumlarla yatak odanızın havasını değiştirmelisiniz. İnanın, eşiniz size yeniden âşık olacak!” dedi.

Read more

Erkeklerin %70'i erken boşalıyor

Uzun süredir arzuladığınız partnerinizle güzel bir akşam yemeğinden sonra nihayet birliktesiniz, her şey çok güzel, ortam müsait, her iki taraf da birbirini arzuluyor ama her şey 30 saniyede bitiyor...

Erken boşalma öğrenilmiş ve kazanılmış bir reflekstir


Erken boşalmanın çok eski devirlerden beri var olan bir sorun olduğunu söyleyen Bacanak; "Erken boşalma öğrenilmiş ve kazanılmış bir reflekstir. Çok eski devirlerde ilkel çağlarda yaşayan insanlar doğada yaşamlarını sürdürmek ve canlarını korumak zorundaydılar. Seks yaparken bir yandan da her an vahşi bir hayvanın saldırabileceği korkusunu yaşamaktaydılar.
Bu nedenle de erkek bir an önce işini bitirmeyi yani boşalmayı amaçlıyordu.



Seksten keyif almak için huzurlu bir ortam gereklidir. Eğer huzur yoksa ve tehlike varsa vücutta adrenalin salgılanır ve kişi bir an önce bulunduğu ortamdan kaçmak ister. Yani erken boşalma da insanın kendini korumak için geliştirdiği bir savunma biçimi olarak ortaya çıkmış ve nesilden nesile aktarılmış bir davranış örüntüsüdür. İlkel bir savunma olarak başlayan erken boşalma, daha sonraları sosyal koşulların getirdiği zorunlu yükler ve yakalanma korkusuyla öğrenilmiş
bir davranışa dönüşmüştür." dedi.


Erken boşalmada suçlu olan penis değildir


Cinsel ilişki sırasında erken boşalmaya 10 Adımda Erken Boşalma Tedavisi adlı kitaptaki egzersizleri uygulayarak son verebileceğini, çok daha uzun ve mutlu bir cinsel birliktelik yaşanabilineceğini ifade eden CİSED Genel Başkan Yardımcısı Psk. Gülüm Bacanak; "Cinsel sorunla karşılaşmak ve bunu kabul etmek erkek için kolay değildir. Çünkü erkekler cinsel performansı erkekliğin göstergesi olarak görürler. Erken boşalan erkekler bu durum karşısında partnerlerinden utanırlar ve özür dilerler, bu çok yanlış ve yapılmaması gereken bir davranıştır.


Ayrıca, bütün suçu penislerinde görürler ve penisi kontrol edemedikleri için kızarlar. Oysaki
erken boşalmada suçlu olan penis değildir, olumsuz düşüncelere ve bilişsel çarpıtmalara
sahip olan beyindir. Boşalmayı kontrol etme süreci aynı zamanda en büyük cinsel organımız
olan beynimize de kontrollü olmayı öğretme sürecidir. Değişime hazır mısınız?" dedi.





Erken boşalma tanısı koymak için önemli olan 5 kriter


Erken boşalmanın yineleyici ve tekrarlayıcı bir biçimde her ilişkide erkeğin arzu ettiği süreden önce boşalması olarak tanımlanabileceğini söyleyen CİSED Genel Sekreteri Psk. Dan. Fatma Ayrık; "Erken boşalma, genellikle halk arasında eşini tatmin edemeden boşalma, penis vajinaya girmeden, değer değmez ya da penis vajinaya girdikten birkaç dakika sonra boşalma olarak ifade edilmektedir. Aslında erken boşalma yerine "denetimsiz boşalma" denilmesi daha doğru olacaktır, çünkü erkeğin boşalma refleksi üzerinde istemli bir kontrolü yoktur.



Erken boşalma tanısı koymak için 5 kriter:


* 6 ay ve üzerinde haftada ortalama 2 kez olmak üzere düzenli bir cinsel hayatın olması
* her cinsel ilişkide yineleyici ve tekrarlayıcı bir biçimde erken boşalmanın yaşanması
* o an geldiğinde kişinin kendini kontrol edememesi
* partner boşalmadan boşalma yaşanması
* penis-vajina birlikteliğini 7 dakika ve üzerinde sürdüremmeme





Erken boşalan erkeklerin ortak özellikleri nelerdir?


* Hızlı yemek yeme
* Hızlı konuşma
* Hızlı araba kullanma
* Her konuda aceleci ve sabırsız davranma
* Çabuk sinirlenme
* Kontrolsüz davranışlarda bulunma
* Stresli ve gergin olma
* Kaygılı olma
* Sürekli onaylanmayı bekleme
* Rekabetçi ve hırslı olma



Erken boşalmanın nedenleri nelerdir?


Erken boşalmanın büyük oranda psikolojik bir sorun olduğunu ve nedenlerinin de genellikle psikolojik kökenli olduğunu söyleyen CİSED Genel Sekreteri Psk. Dan. Fatma Ayrık; "Erkeğin kendisi, bedeni, cinsel performansı ve partneri ile ilgili algıları, duygu ve düşünceleri onun erken boşalmasına neden olabilir. Yine özellikle ergenlik döneminde yakalanma korkusu ile aceleyle yapılan mastürbasyonlar da erkeği erken boşalmaya programlayabilir. Ülkemizde gördüğümüz erken boşalma vakalarının çoğu bu tip bir yanlış öğrenme sonucu oluşur. Yani erken boşalma yanlış öğrenilen bir davranıştır” dedi.





Erkekler bunu:


Yakalanma korkusuyla yapılan mastürbasyonlarla ayıp, yasak ve günah duygularıyla yapılan mastürbasyonlarla, "mastürbasyon yapanın gözü kör olur", "mastürbasyon yapanın çocuğu olmaz", "mastürbasyon yapan sağır olur", vb. cinsel mitlere rağmen korkuyla yapılan mastürbasyonlarla ve arkadaşlara hava atmak için skora yönelik sık mastürbasyon yapmayla öğrenmektedirler.



Cinsel mitler dediğimiz cinsellikle ilgili yanlış ve abartılı inanışlar, cinsel açıdan deneyimsiz olma, anksiyete, depresyon, stres, yorgunluk, cinsel performansla ilgili gerçekçi olmayan beklentiler, cinsel uyarım eksikliği, cinsel açıdan baskı altında yetişme, aşırı cinsel isteğin
verdiği gerginlik, cinsellikle ilgili suçluluk ve günah duyguları, partnerle/eşle ilgili nedenler, bilinçdışındaki cinsellikle ilgili olumsuz düşünceler, partneri tatmin edememe kaygısı, prostatit, üretrit gibi hastalıklar, penis başının aşırı hassasiyeti gibi nedenler erken boşalmaya yol açabilir.


Psikodinamik bir bakış açısıyla bakıldığında, erken boşalma bilinçdışı olarak erkeğin hem kendini hem de eşini cezalandırması olarak da ortaya çıkabilmektedir. Erken boşalma sorunu onlarca farklı nedenden kaynaklanabilir, erkeğin kişilik özellikleri, nasıl bir ailede yetiştiği, cinsel geçmişi, partnerin özellikleri, aralarındaki ilişkide sorunlar olup olmadığı önemlidir. Yani tek tip bir sorun ve tek tip bir çözüm yoktur. Sorun da çözüm de erkeğin özelliklerine bağlıdır ve ona özgüdür.


Erken boşalan erkekler genellikle kendilerini şu şekilde ifade ederler:


* Vajinaya giremeden veya birkaç kez gidip geldikten sonra hemen boşalıyorum.
* O an geldiğinde kendimi kontrol edemiyorum.
* Kendimi yetersiz ve değersiz hissediyorum.
* Cinsel ilişki sonrası eşimden utanmaktan ve özür dilemekten bıktım.
* Her seferinde korktuğum başıma geliyor.
* Vajinaya hemen girsem, dışarıya boşalmasam.
* Her şey çok hızlı gelişiyor, kendimi kontrol edemiyorum.
* Artık bu durumdan çok yoruldum.
* Erken boşama sorunum yüzünden karşı cinse yanaşmaya çekiniyorum.

Read more

Erkeklerin keşfedilmemiş haz noktaları!

Son araştırmalar, uyarıldığında erkek arkadaşınızı bulutların üzerine taşıyacak, onun bile farkında olmadığı, bildiklerimizin haricinde başka bölgelerin de var olduğunu gösteriyor...

Sihirli noktalar


C NOKTASI


Kulağın erojen bir bölge olduğunu mutlaka biliyorsunuzdur, ama bu vücudun küçücük parçasının, baştan çıkarmada da ne kadar etkili olduğuna şaşırabilirsiniz. Man in Bed (Erkekler Yatakta) adlı kitabın yazarı Barbara Keesling, "Bu C şeklindeki kıkırdaklı bölge, oldukça fazla sinir ucunu bir arada barındırmaktadır" diye açıklıyor.




Keesling, "Ensesinden kulaklarının arkasına doğru öperek ilerleyin, her öpücükle birlikte nefes vererek ılık nefesinizi hissetmesini sağlayın" diyor. Kulağının en üst noktasına geldiğinizde durun ve kulağı dudaklarınızın arasında kalacak şekilde hafifçe aşağı doğru inin. Bu hareket onu daha da baştan çıkaracak ve daha fazla heyecanlamasını sağlayacaktır.





W NOKTASI


Sevgilinizin göğsüne W harfi çizerek, aşağı yukarı dolaşmanız onu zevkten zevke taşıyacaktır. Sevgiliniz, yüzüstü uzanmışken, parmağınızın ucunu göğüs kaslarının dış köşesine doğru koyun ve parmaklarınızla göğüs kasları boyunca aşağı kadar inin ve sonra diğer yöne doğru yukarı çıkın, ve sonra tam tersi şekilde aynı hareketi uygulayın. Touch me there! (Oraya Dokun!) adlı kitabın yazarı Yvonne K. Fulbright, "Bu bölgedeki ten genel göğüs cildine göre daha incedir yani oldukça hassastır." diyor.




Güçlü bir dokunuşla başlayın, daha sonra dokunuşlarınızı hafifleştirin. Cildine dokunuşunuz hafifleştikçe, sinir uçlarının tepki vermesi artacaktır. Bu hareketi uygularken arada göğüslerine de dokunabilirsiniz. Her seferinde biraz daha kuvvetli dokunuşlar uygulamanız, kan dolaşımını hızlandıracak ve hissedeceği duyguyu kuvvetlendirecektir.





X NOKTASI


Bu noktayı bulmak için, sevgilinizi, bacakları kapalı bir şekilde yüzüstü yatırın. Kalçalarının arasında, yani kalçalarının birbirine değdiği noktadan aşağı doğru X harfi şeklinde bir alan ortaya çıkacaktır. Keesling, "Rektumu kapsayan bu bölge, dolaylı temasla, oldukça uyarıcı etki göstermektedir" diye açıklıyor. Masaj yaparken, yavaşça aşağı doğru inin ve en sonunda kalçalarına geldiğinizde, her iki tarafa birer parmağınızla baskı uygulayarak, parmaklarınızı birbirine doğru çekin.




Parmaklarınız ortada buluştuğunda, bir tanesini aşağı doğru indirmeye devam edin. Ellerinizi değiştirerek ve parmaklarınızla zikzaklar yaparak aynı hareketi uygulayın. Hareketi rutin uygulamamak, merak ve heyecan yaratacaktır. Dilinizle X noktasının merkezine yapacağınız dokunuşlarsa, bu deneyimi unutulmaz kılacaktır.





O NOKTASI


Kessling, "Tantrik seks uzmanları göre, bir erkeğin kuyruk sokumuna yapılan masaj, kundaliyi, yani cinsel enerjiyi artırıyor" diyor. Bu O harfi şeklindeki alan, cinsel uzuvla bağlantılı birçok sinir ucunu barındıyor ve bu bölgeye yapılan masaj doğrudan libido üzerinde etkisini gösteriyor.




Yüzüstü uzanmışken, her elinizin iki parmağının ucu ile O noktasına dokunun ve küçük dairesel hareketler yapın. Bu bölgede hafifçe dokunuşlarınıza devam ederken, omurgası boyunca küçük öpücükler kondurun. Etkiyi artırmak için, tırnaklarınızı kullanın; sevgiliniz bunu unutmayacaktır.





Onu baştan çıkaracak birkaç küçük öneri:


• Yemekten sonra mutfakta onu baştan çıkarın. Tatlı için güzel bir fikriniz olduğunu söyleyin.


• DVD seyretmek için evinize onu davet edin, size ilham verecek bir film izleyin ve yatak odasında deneyin.


• Yaktığınız mumdan akan sıcak damlaları sırtına ve kalçalarına damlatın. Bu his onu çılgına çevirecektir.




• Gece vakti arabanızı, sizi kimsenin göremeyeceği gizli bir noktaya çekin, koltuğunu yatırın ve...


• Ona yapmak istediğiniz beş şeyin listesini e-posta ile gönderin, ondan da aynısını isteyin.


• Herhangi bir konuda iddiaya girin. Bunun sonucunda kazanan yatakta da istediğini kazansın.


• Evde en seksi iç çamaşırlarınızla dolaşın, bu duruma ne kadar karşı koyabileceğini test edin.

Read more

Kadınların acı çekmeleri erkekleri erken boşaltıyor!

CİSED ONURSAL BAŞKANI DR. CEM KEÇE: "Kadınların seksi görev gibi görmeleri ve acı çekmeleri erkekleri erken boşaltabiliyor!"

Erkeklerin karşılaştıkları cinsel uyumsuzluk sorunlarının en önemlisi olan erken boşalma, erkeğin cinsel birliktelik sırasında boşalma refleksi üzerinde çok az ya da hiç kontrol sahibi olamaması durumudur. Erkeğin henüz boşalmak istemediği halde boşalması durumu olarak bilinen erken boşalma cinsel birleşme esnasında ya da öncesinde olabilmektedir .




Hemen hemen her erkeğin hayatının bir bölümünde yaşadığı erken boşalma sanılanın aksine, sadece erkek kaynaklı bir problem değildir ve tedavi edilmediği takdirde çiftin cinsel hayatında ciddi sorunlara yol açabilir. Ülkemizde cinsel hayatı aktif olan her on erketen yedisinin sorunu olan erken boşalmayla ilgili bilinmeyen yeni gerçekleriCinsel Sağlık Enstitüsü Derneği Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe açıkladı. İşte çok çarpıcı başlıklar:





ERKEN BOŞALMA ÇİFTİN CİNSEL UYUMSUZLUĞUDUR!


Ülkemizde cinselliğin hala bir tabu olduğunu söyleyen CİSED Onursal Başkanı Cinsel Terapist Dr. Cem Keçe; "Asırlar öncesinden süregelen cinsellikle ilgili mitler ve cinselliğin ayıp, yasak ve günah olarak ifade edilmesi nedeniyle, özellikle kadınlar cinsel birlikteliğin ağrılı ve acılı yaşanacağı düşüncesini bir tabu haline getirdiler.




Yapılan araştırmalar çocukluk dönemini baskı altında geçiren, cinselliğin ya da cinsel istek ve arzuların ifade edilmesini ayıp, yasak veya günah olduğunu düşünen kadınların ya da erkeklerin sayısının her geçen gün arttığını gösteriyor. Erken boşalmanın en sık görülen nedenlerinden biri, %60'lık bir oranla, cinselliği ve cinsel birleşmeyi erkeğe karşı bir görev olarak gören, cinselliğin ağrılı ve acılı bir şekilde yaşanacağını düşünen ve cinselliğin ruh ve beden sağlığının en temel olgularından biri olduğunu unutankadınlardır. Bu nedenle erkek boşalma sadece erkeğin bir sorunu değil çiftin sorudur, çiftin cinsel uyumsuzluğudur ." dedi.





ZEVK ALAMAYAN VE ACI ÇEKEN KADINLAR ERKEN BOŞALMAYA NEDEN OLABİLİYOR!


CİSED olarak cinsellik konusunda halkı bilgilendirme amacıyla çeşitli çalışmalar yaptıklarını söyleyenCİSED Onursal Başkanı Cinsel Terapist Dr. Cem Keçe; "Yapılan araştırmalar erkeklerin %72'sinin partnerlerinin cinselliğe karşı ilgi duymadığından, cinselliği başlatmak istemediğinden, seksten keyif almadıklarından, cinsellik hakkında konuşmadıklarından ve pasif kalmayı tercih ettiklerinden yakındıklarını gösteriyor. Bunun dışında, partnerlerinin cinsel ilişki sırasında ağrı ve acı duyduklarından dolayı cinsel memnuniyetsizlik yaşadıklarını ifade eden erkekler, cinsel ilişkiyi aceleye getirmek zorunda kaldıklarını savunuyorlar.




Kadınların cinselliğe ve partnerlerine karşı olumsuz tutumları erkekleri cinsellikten soğutabiliyor, cinsel birliktelik süresini kısaltabiliyor, sertleşme sorunları, cinsel isteksizlik veya erken
boşalma gibi cinsel işlev bozukluklarına neden olabiliyor. Bu nedenle mutlu ve huzurlu bir ilişki yaşamak isteyen kadınların, cinselliğin rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza odaklanarak, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni paylaşabilme, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatı olduğu nu içlerine sindirmeleri gerekiyor. Çünkü cinsellik karşılıklı yaşanırsa haz ve doyum verebilir, tek taraflı olunca mastürbasyona tercih edilmeyen bir aktiviteye dönüşebilir ve manasını yitirebilir. Bu bağlamdacinselliği doğru yaşayabilmek ve karşılıklı doyuma ulaşabilmek için doğru kaynaklardan doğru bilgilerin edinilmesi gerekiyor." dedi.





HAZZA KOŞ, ELEMDEN KAÇ…


Haz ve elem dengesinin cinsel yaşamdaki önemine değinen CİSED Onursal Başkanı Cinsel Terapist Dr. Cem Keçe; "Cinselliğin penis vajina birleşmesinden ibaret olduğunu düşünen ve acele eden erkekler nedeniyle doğru ve sağlıklı cinsel birleşme yaşayamayan kadınlar cinsel ilişki sırasında ağrı ve acı duyabiliyorlar. Zamanla cinsellikten soğuyabiliyorlar ve cinselliği bir görev gibi yaşayabiliyorlar.'Tavuk mu yumurtadan çıkar yumurta mı tavuktan çıkar?' özdeyişinde olduğu gibi, erkekler kadınları soğutabiliyor, kadınlar da erkekleri erken boşalmaya teşvik edebiliyor.




Her iki durumunda gerçek olduğu bu tabloda, tavuk yumurtadan çıkar yani erkekler kadının ruhuna ve bedenine hitap edemeyince kadınlar cinsellikten soğur, cinselliği bir görev gibi algılarlar, ağrı ve acı çekerler, yumurta tavuktan çıkar yani kadınların ağrı ve acı çekmeleri, cinselliğe karşı ilgisizlikleri ve cinselliği bir görev gibi görmeleri erkekleri erken boşalmaya teşvik edebilir. Çünkü hiçbir erkek acı çeken veya cinselliği görev gibi gören bir kadınla seksi bilinçli olarak uzatmak istese bile bilinçdışı olarak kısa tutmak ister ve erken boşalır. Bilinçdışının en kadim kuralı 'Hazza koş, elemden kaç!' şeklindedir.





Bir kadına acı vermek veya arzulanmadığını düşünmek erkeklere elem verirken, mutlu etmek, onların keyif aldıklarını görmek ise hazverir. Bu nedenle erkeklerin kadınları sadece penisleriyle boşaltabilecekleri düşünmemeleri, onların haz alabilmelerini, bedenlerinin ve vajinalarının cinsel ilişkiye hazırlanabilmesi için gerekli olan ön sevişmeyi ihmal etmemeleri gerekiyor.




Ayrıca kadınların vücudunu ve erojen bölgelerini tanımayan erkekler, onların boşalmasında önemli rol oynayan klitoral dokunmaları ve G noktası uyarılarını ihmal edebiliyorlar. Sonuç olarak erkeklerin kadınların vücutlarını tanımaları, onlarla cinselliği konuşmaları, haz aldıkları noktaları keşfetmeleri, cinselliği bir görev haline getirmeden zevk almayı ve vermeyi keşfetmeleri ve kadınların önce ruhlarını sonra bedenlerini okşayarak onları cinsel birlikteliğe hazırlamaları gerekiyor ." dedi.

Read more
 
ücretsiz porno izle ücretsiz porno hd porno izle mobil porno porno izle türk porno türk porno
Kadınla Yaşam Bloğu Design by Türkçe amatör Porno © 2009