Erkek Sağlığı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Erkek Sağlığı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Erken boşalan erkeklerin ortak özellikleri

Erken boşalan erkeklerin ortak özellikleri

Erken boşalan erkeklerin ortak özellikleri Erkeklerin cinsel hayatlarındaki en büyük kabuslarından biri hiç kuşkusuz ki erken boşalmadır. Hemen her erkek hayatının bir döneminde erken boşalma sorunu yaşayabilir. Boşalma kontrol edilebilen bir reflekstir ve erken boşalmanın %100 tedavisi vardır. Erkeklerin cinsel hayatlarındaki en büyük kabuslarından biri hiç kuşkusuz ki erken boşalmadır. Hemen her erkek hayatının bir döneminde erken boşalma sorunu yaşayabilir. Boşalma kontrol edilebilen bir reflekstir ve erken boşalmanın %100 tedavisi vardır.

Peki erkekler neden erken boşalır?

Erken boşalma genetik midir, yoksa öğrenilmiş bir refleks midir? Erken boşalmada psikolojinin rolü nedir? Cinsellik, aile ve evlilik konularında halkımızı bilgilendirmeyi ve farkındalığı arttırmayı camaçlayan Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED), erkeklerin korkulu rüyası erken boşalma hakkında çok çarpıcı bir basın açıklaması daha yaptı.

Erken boşalma yerine denetimsiz boşalma ifadesini kullanmak daha uygundur

Erken boşalma ilkel bir savunmadır. Erken boşalmanın erkeklerin en sık yaşadığı cinsel sorunlardan biri olduğunu söyleyen CİSED Genel Başkanı Dr. A. Cem Keçe; ''Erken boşalma, erkeğin boşalma refleksi üzerinde istemli kontrolünün olmaması durumudur. Erkekler bize en çok erken boşalma şikayeti ile başvurmaktadırlar. Erken boşalma genellikle halk arasında partnerini tatmin edemeden boşalma, penis vajinaya girmeden, değer değmez ya da penis vajinaya girdikten birkaç dakika sonra boşalma olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımlar kısmen doğru olmakla birlikte aslında erken boşalma yerine denetimsiz boşalma ifadesini kullanmak daha uygun olacaktır. Yani önemli olan erkeğin ne kadar sürede boşaldığı değil, boşalma refleksi üzerinde istemli kontrolü olup olmadığıdır.'' dedi.

Erken boşalmanın çok eski devirlerden beri var olduğunu söyleyen Dr. Keçe; ''Erken boşalma bize göre kazanılmış bir reflekstir. Çok eski devirlerde ilkel çağlarda yaşayan insanlar doğada yaşamlarını sürdürmek ve canlarını korumak zorundaydılar. Seks yaparken de bir yandan da her an vahşi bir hayvanın saldırabileceği korkusunu yaşamaktaydılar. Bu nedenle de erkek bir an önce işlerini bitirmeyi yani boşalmayı amaçlıyordu. Seksten keyif almak için huzurlu bir ortam gereklidir.

Eğer huzur yoksa ve tehlike varsa vücutta adrenalin salgılanır ve kişi bir an önce bulunduğu ortamdan kaçmak ister. Yani erken boşalma da insanın kendini korumak için geliştirdiği bir savunmadan oluşmuş ve nesilden nesile aktarılmış bir davranış örüntüsüdür. Yani erken boşalma ilkel bir savunmadır.'' dedi.

Erken boşalmada suçlu olan penis değildir

Seksin kişinin en saf ve savunmasız hali olduğunu söyleyen CİSED Genel Başkan Yardımcısı Psk. Gülüm Bacanak; ''Sevişirken insan en saf, en savunmasız halindedir, tehlikelere karşı açıktır. Bu, hem dışarıdan gelebilecek fiziksel tehlikeler olabileceği gibi, hem de başka bir insanla özel bir anı paylaşma ve ona karşı korunmasız durumda olmanın yaratabileceği tehlikedir. Yani erkek bazen bu yakınlıktan korkabilir ve yakınlığa karşı bir koruma kalkanı olarak da erken boşalma ortaya çıkabilir.'' dedi.

Erken boşalmanın birçok farklı nedene bağlı olarak oluşabildiğini söyleyen Psk. Bacanak; ''Cinsel sorunla karşılaşmak ve bunu kabul etmek erkek için kolay değildir. Çünkü erkekler cinsel performansı erkekliğin göstergesi olarak görürler. Erken boşalan erkekler bu durum karşısında partnerlerinden utanırlar ve özür dilerler. Bu çok yanlış ve yapılmaması gereken bir davranıştır. Ayrıca, bütün suçu penislerinde görürler ve penisi kontrol edemedikleri için kızarlar. Oya ki erken boşalmada suçlu olan penis değildir, olusuz düşüncelere ve bilişsel çarpıtmalara sahip olan beyindir.'' dedi.

Erken boşalma erkeğin hayata karşı duruşu olabilir

Erken boşalmanın erkeğin hayata karşı duruşu ve hayatı algılayış biçiminin bir sonucu olarak da yaşanabileceğine dikkat çeken CİSED Genel Sekreteri Psikolojik Danışman Fatma Ayrık; " Erken boşalan erkeklerin ortak özellikleri vardır. Bunlar;

-Hızlı yemek yerler,
-Hızlı araba kullanırlar,
-Hızlı konuşurlar,
-Her konuda aceleci ve sabırsız davranırlar,
-Çabuk sinirlenirler, stresli ve gergindirler,
-Kontrolsüz davranışları vardır,
-Ya çok çabuk güvenirler ya da güven duymada zorlanırlar,
-Kaygılı ruh halleri vardır,
-Çocukluklarında babalarıyla sorunları vardır,
-Çocukluklarında yataklarını ıslatmışlardır,
-Genellikle eğitim düzeyleri yüksektir,
-A tipi kişilik yapısına sahiptirler.


Yani rekabetçi, sosyal alanda ve mesleğinde hırslı, sabırsız, aynı anda birkaç iş yapmayı seven, insanlara ve olaylara çabuk sinirlenen, onaylanmayı bekleyen, sorunlu bir dinlenme tarzı olan, daima telaşlı, vb. özellikleri vardır. Eğer erkek bu özelliklerini kontrol edemezse yatakta boşalmasını kontrol etmesi de çok zordur. Çünkü erken boşalma erkeğin hayata karşı bir duruşu, varoluş şekli de olabilir.'' dedi.

Read more

Sağlıklı erkek daha çok sevişiyor

Sağlıklı erkek daha çok sevişiyor

Sağlıklı erkek daha çok sevişiyor Sağlıklı erkeklerin, daha uzun yıllar aktif bir cinsel hayatı olduğunu ortaya çıkardı. Chicago Üniversitesinde yapılan araştırmada, sağlık durumu iyi veya mükemmel 55 yaşındaki erkeklerin, sağlıkları kötü veya vasat düzeydeki erkeklerle mukayese edildiğinde ortalama 5 ila 7 yıl daha uzun cinsel yaşamlarının olduğu belirlendi.

Araştırmada, sağlık durumu iyi ya da mükemmel kadınların, sağlıkları kötü veya vasat olanlarla karşılaştırıldığındı 3 ila 6 yıl daha uzun cinsel yaşamlarının bulunduğu kaydedildi.

Sağlık durumları çok iyi veya mükemmel durumda bulunan erkek ve kadınlar, sağlık durumları kötü veya vasat erkek ve kadınlarla karşılaştırılırken, sağlığı iyi olan erkeklerin kötü olanlara göre 1,5 ve kadınların da 1,8 kat cinsellikle daha ilgili olduğu görüldü.

25 ila 85 yaşlarındaki 6 binden fazla Amerikalıya ait verilerin incelendiği ve British Medical Journal'da yayımlanan araştırmada, orta ve ileri yaşlarda cinsel faaliyet, cinsel yaşamın kalitesi ve cinselliğe ilginin sağlık durumuyla doğrudan bağlantılı olduğu tespit edildi.

Araştırmacılar Doçent Stacy Tessler Lindau ve asistanı Natalia Gavrilova, erkeklerde faal cinsel yaşam beklentisinin kadınlardan daha uzun olduğunu, ancak sağlığı kötü erkeklerin faal cinsel yaşamlarının kadınlara göre kısa olduğunun altını çizdi.

Araştırmada ayrıca, daha sık cinsel ilişkide bulunan insanların daha sağlıklı olduğu tespit edilirken, cinsel açıdan aktif insanlar arasında, sağlık durumu iyi olmanın, erkeklerde daha sık cinsel ilişkiyle (haftada bir veya daha fazla) bağlantılı olduğu tespit edildi.

Araştırmacılar makalelerinde, "cinsel aktivite, yüksek kaliteli cinsel yaşam ve cinselliğe ilginin yaş ilerledikçe erkeklerde kadınlardan daha fazla olduğunu" kaydetti.


Read more

50 yaşından sonra zorlaşıyor

50 yaşından sonra zorlaşıyor

50 yaşından sonra zorlaşıyor Kadınlara "35 yaşına kadar doğumları bitirin" deniyor, erkekler zaman konusunda sıkıştırılmıyordu. Halbuki son araştırmaların sonuçları, erkekleri hayal kırıklığına uğratacak hatta iktidarlarını bir miktar sarsacak gibi! Yakın zamana kadar erkeklerin ölünceye kadar baba olma yeteneğinin sürdüğü düşünülüyordu. Kadınlara "35 yaşına kadar doğumları bitirin" deniyor, erkekler zaman konusunda sıkıştırılmıyordu. Halbuki son araştırmaların sonuçları, erkekleri hayal kırıklığına uğratacak hatta iktidarlarını bir miktar sarsacak gibi!

Yaşlanan sadece kadınların yumurtaları değil

Spermler de yaşlanma ve çevresel koşullardan nasibini alıyor. Erkeklerin de yaşı ilerledikce, spermlerinin kalitesi bozuluyor. Bu gelişmeler için erkeklerin çok yaş alması şart değil, 38 yaşından sonra spermlerde değişim başlıyor. Kadınlara nasıl "En geç 35 yaşına kadar doğur" deniyorsa, erkeklere de "Elini çabuk tut" deniyor artık! Çünkü 38'inden sonra sperm sayısı azalıyor ve yumurtayı dölleyemiyor. Ayrıca yaşlı spermlerle meydana gelen gebeliklerde düşük riski de artıyor... Şimdi bilim adamları erkeklerin spermlerini bazı vitamin ve mineral kokteyleriyle gençleştirmenin peşinde. Yöntemlerden biri de genç ve sağlıklı kadın yumurtası.

Erkeklerde sperm sayı ve hareketi normal olsa bile bazı durumlarda çift çocuk sahibi olamıyor. Hatta bu çiftlerde tedavi amaçlı yapılan aşılama ve/veya tüp bebek tedavileri de başarılı olamıyor. Fransa ve Belçika'da laboratuvarları bulunan genetik ve embriyoloji uzmanı Dr. Moncef Benkhalifia, "Kesinlikle biliyoruz ki yaşın, spermin genetik yapısını bozucu etkisi var" diyor.

Spermin kalitesini farklı vitamin

kombinasyonları, vitaminler, antioksidanlarla artırmaya yönelik bazı uygulamalar denendi halen de deneniyor. Bunlar aslında inderekt yöntemler. Yani ağızdan alınıyor, genel vücut sistemi üzerinden sperm üretimini de etkilemesi bekleniyor. Bir başka grup doktor aynı amaçla yüksek doz C vitamini verdi. Sonuçta beklenenin tam aksine etki yaptı ve sperm kalitesini çok kötü etkiledi.

İYİ SPERM ÜRETİMİ İÇİN ORTAM HAZIRLANIYOR

Dr. Benkhalifia, "Spermin DNA'sında bozulma varsa bile yumurtayı dölleyebilir. Bu dölleme yanıltmamalı. Çünkü spermin DNA'sı bozulmuşsa, oluşturduğu embriyo gelişimini sürdüremez. Spermin DNA'sındaki kırılmaların önlenmesi için çok düşük dozda C ve E vitamini, betakeraton, selenyum, çinko veriyoruz. Bu tedavi bütün vücudun oksidatif stresini alıyor. İyi sperm üretimi için ortam hazırlıyor" diyor. Sperm gelişimi süreci yumurtadan daha uzun sürüyor. Yumurtalar 28 günlük sikluslarla üretilirken, sperm için ortalama 72 güne ihtiyaç var. Dolasıyla vitamin-mineral tedavisinin sonuç vermesi için 3 ay gerekiyor.

OLGUNLAŞMAYAN SPERME ÇİNKO VE D VİTAMİNİ

Spermle ilgili bir diğer sorun da "prematüre" olması. Spermin DNA zincirindeki bozulmaya bağlı olgunlaşma sorunu olduğunda da yumurtayı döllemesi mümkün. Hatta embriyo 3-5 gün gelişimini sürdürüyor. Fakat rahime tutunma oranı düşük. Prematüre spermler, erken düşüklere yol açıyor. Dr. Benkhalifia bu sorunun tedavisinde de çinko ve D vitamininden yararlandıklarını anlatıyor. Bunun için C ve E vitaminin kullanılmasına gerek duyulmuyor. Bundan da yarar görmek için 3 ay uygulanması öneriliyor.

Bazı şanssız erkeklerde yukarıda sözü edilen sorunların her ikisi de görülüyor. Bu durumdaki erkeklere yönelik çok güçlü tedaviler veriliyor. 3 ay boyunca çinko ve güçlü antioksidan kompleksleri içiyorlar. Dr. Benkhalifia, kullandıkları vitamin ve minerallerin tümünün doğal yollardan elde edildiğini, kimsayal ürünleri tercih etmediklerini belirtiyor.

KADIN YUMURTASI İLAÇ GİBİ!

Hacettepe Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Timur Gürgan'ın verdiği bilgiye göre, spermlerdeki yumurtayı dölleme bozukluğunun temel nedenlerinden biri sperm kafasında yumurta zarını eriterek içeriye girmesini sağlayan sistemdeki bozukluk. Bir diğeri de spermlerin genetik yapısının, kadın yumurtasıyla uygun şekilde birleşmesine izin vermemesi. Sperm DNA'sında ortaya çıkan kırılmaların ve kopmaların yaşla birlikte artması diğer önemli bir faktör. Prof. Dr. Gürgan, "Genç ve sağlıklı kadın yumurtasının bu sorunların bir kısmını iyileştirici etkisi var. Bu nedenle sperm problemi taşıyan çiftlerde, kadın yumurtalarının farklı yöntemlerle ve ilaçlarla desteklenmesi fayda sağlayabiliyor. Bu durumlarda yumurta gelişimine katkıda bulunabilecek vitamin, eser element ve enzim destekleriyle kadının bünyesine uygun yumurta destekleyici ilaçların verilmesiyle yapılan tedaviler uygulanıyor" diyor.

"ERKEKTE SINIR 50 YAŞ"

Erkekler her yaşta baba olur efsanesi yıkılıyor mu sorusuna karşılık ise Dr. Benkhalifia'nın yanıtı açık: "Bence 55-60'dan sonra erkeğin baba olması zor. Kadınlarda üremeyle ilgili sorunlar nasıl 35'inden sonra başlıyorsa, erkekler için de 50 yaşından sonra başladığını söyleyebilirim" diyor.

Üremede anahtar oyuncunun yumurta olduğunu hatırlatan Dr. Benkhalifia, şunları söylüyor:

"Yumurta liderdir. Yumurta en hızlı ve yarışmayı kazanan ve zarını geçebilen spermi seçiyor. Yumurta iyiyse, iyi embriyo geliştiririz. Kötüyse kötü embriyo gelişir. Yumurta spermdeki bazı sorunları halledebilir. Ama spermdeki anomali büyükse yumurtanın yapabileceği birşey yok.

SPERMLERİN BAŞKA DÜŞMANLARI

Erkeklerde sperm yapımını kontrol eden genetik program Y kromozomu üzerinde bulunuyor. Sperm yapabilme programındaki bozukluk aileden kötü miras olarak aktarılabiliyor. Yüzyılın sorunu stres, spermleri de vuruyor. Kalite ve sayısını düşürüyor. Tiryakileri kızacak ama sigaranın olumsuz etkisi o kadar kesin ki artık tartışılmıyor bile. Alkol ve sigara, kısırlığa yol açmakla kalmıyor, düşüklere ve anomalilik bebek doğumları riskini de artırıyor.

Erkeğin yaşı yükseldikçe, gebe kalma oranı düşüyor

12 bin 200 çiftin incelenmesiyle yapılan bir araştırma gebelik oranlarıyla, erkek yaşı arasındaki bağlantıyı ortaya koydu. Araştırmada spermin kalitesi, morfolojisi ve sayısının yanı sıra gebelik, düşük ve doğum oranlarına bakıldı. Araştırmanın kadınlarla ilgili verilerinde sürpriz yoktu. Beklendiği gibi 35 yaş ve üstü kadınlarda gebelik oranlarının ciddi bir şekilde düşüyor. Sürpriz erkek tarafından geldi. Tüp bebekte 35 yaş ve üstü erkeklerin spermi kullanıldığında, gebe kalma oranı düşüyor, düşük oranı artıyordu. Araştırmaya göre, 34 yaşındaki erkeklerin spermleri kullanıldığında oluşan gebeliklerde düşük oranı yüzde 16.7. 35-39 yaş arası erkeklerde bu oran yüzde 19.5'e, 44 ve üstü yaşlarda ise yüzde 32.4'e çıkıyor. Erkeğin yaşı 39'dan 44'e çıktığında gebelik oranı yüzde 13.4'den yüzde 10.9'lara kadar düştü. Bu durumda sağlıklı ve genç çiftlerin üreme hücrelerinde henüz sorun yokke sperm ve yumurtalarını veya embriyolarını dondurmaları ve kendilerini hazır hissettiklerine anne-baba olmaları mümkün.


Mesude ERŞAN/hurriyet.com.tr


Erkeklere spermleri koruma önerileri
Spermin sırları çözülüyor
Sperm sağlığı için folik asit

Read more

Erkekler ve hormonları hakkında 10 soru

Erkekler ve hormonları hakkında 10 soru

Erkekler ve hormonları hakkında 10 soru Kadın dünyasında hormonların neden olduğu gelgitleri açıklamak oldukça kolay. Peki ya erkekler? Hormonlardan nasıl etkileniyorlar dersiniz? Bu konuda merak edilen 10 soruyu uzmanlara sorduk. Regl ağrılarımız, yersiz, hatta çoğu zaman nedensiz kaprislerimiz, hızla alıp verdiğimiz kilolar, kararsızlıklarımız ya da değişken ruh hallerimiz... Kadın dünyasında hormonların neden olduğu gelgitleri açıklamak oldukça kolay. Peki ya erkekler? Hormonlardan nasıl etkileniyorlar dersiniz? Bu konuda merak edilen 10 soruyu uzmanlara sorduk.

1. Erkeklere özgü hormonlar birden fazla mıdır?

Evet... En tanınanı ve etkin olanı ise testosterondur. Bu hormon; adını aldığı üzere testislerden salgılanır. Androjenler, ergenlik döneminde erkeklerin seksüel karakterini (penis büyüklüğü, ereksiyon, boşalma, ses kalınlığı, kasların gelişimi vb.) oluşturduğu gibi psikolojik yapılarında da belirleyici araçtır. Erkeklerin yetişkinliklerinde salgıladıkları testosteron oranı tüm seksüel özelliklerinin devamlılığını sağlar. Ancak zaman içinde seksüel özelliklerde belirgin rol oynayan androjenlerde azalma ve libidoda düşüş meydana gelebilir. Androjenler, kas sisteminin oluşması ve güçlenmesi için de hayati önem taşırlar. Bunun yanı sıra kadınlık hormonu östrojenin de belli oranda salgılanmasını sağlarlar.

2. Erkekler kadınlık hormonu da salgılarlar mı?

Evet... Fazla salgılanan erkeklik hormonları otomatik olarak östrojene dönüşür. Oysa kadınlarda erkeklik hormonu yani testosteron, böbrek üstü bezleri tarafından salgılanır ve bu oran son derece düşüktür.

3. Erkeklerin kadınların regl dönemi gibi bir döngüsü var mıdır?

Androlog ve Psikosomati Uzmanı Dr. Sylvain Mimoun; "Hayır... Kadınlardaki gibi düzenli bir döngüleri, yani regl dönemleri ya da ağrıları yoktur. Ancak sperm oluşumu söz konusu olduğunda, 72 günlük bir döngüden söz edilebilir. Hatta sırf bu nedenle bir uzman kısırlık testi için sperm örneği istediğinde yaklaşık üç aylık bir bekleme süresi öngörülür" diyor.

4. Erkekler de kadınlar gibi duygusal gelgitler yaşarlar mı?

Hayır! Testosteron seviyeleri gün işinde inip çıksa da, duygusal değişimler ve yorgunluk gibi olumsuzlukları sıklıkla yaşamazlar. "Hormonları, özellikle sabahları en yüksek seviyededir. Bu da genellikle ereksiyon halinde uyanmalarına neden olur" diyor Dr Mimoun.

5. Erkeklerin ergenlik dönemleri kadınlarınkine oranla neden daha zorlu geçer?

13 yaşındaki oğlunuzu yaz kampına gönderiyorsunuz... Gözü futboldan başka bir şey görmeyen genç delikanlı, dönüşünde sadece kızlardan söz etmeye başlıyor. "Ergenlikte, bazı erkek çocuklardaki testosteron seviyesi bir iki ay içinde 18 kat artabilir. Bu gibi durumlarda, arzu patlamaları bir tür travmaya dönüşür. Genç kızlar için bu dönem daha yumuşak geçer. Vücutlarındaki testosteron artışı, kişiye göre değişiklik göstermekle birlikte, en fazla üç ya da dört kat artar. Üstelik bu artış birkaç yıl içinde gerçekleşir" diye açıklıyor Nöropsikiyatrist Boris Cyrulnik.



6. Androjen bombardımanına tutulan erkeklerin penisleri daha büyük ve daha üretken mi olur?

İşte bir başka efsane daha! Seksolog ve Endokrinolog Dr. Antoine Lemaire söz konusu durumu şöyle açıklıyor; "Penisin boyutu kişinin genetik özelliklerine ve yaşına göre değişir. Erkeklik hormonlarının boyut üzerinde hiçbir etkisi yoktur. Penisin boyutlarının da erkeklerin cinsel istekleri üzerinde etkisi yoktur. Doğanın cömert davrandığı erkekler kendilerine güvendiklerinden biraz daha davetkâr olabilirler. Ancak cinsel isteğin tek tetikçisi hormonlardır.

Ne kadar yüksek testosteron, o kadar yüksek libido!" Dr. Mimoun ise "Penisin boyutu ne olursa olsun, önemli olan çiftler arasındaki iletişim, ön sevişmedeki oyunların kalitesi ve fantezilerdir" diyor ve ekliyor; "Bazen doğru kelimeler ve hayal gücü libido üzerinde hormonlardan çok daha etkili olabilir" diyor Dr Mimoun. Bu uyarı da cinsel ilişki sırasında kullanılan kelimelerin iyi seçilmesi gerektiğine parmak basıyor.

7. Erkeklere özgü hormonlar, fiziki güçlerini de etkiliyor mu?

Eğer yolunuz günün birinde Arnold Schwarzenegger misali bir erkek ile kesişir ve yatakta hayal kırıklığına uğrarsanız hiç şaşırmayın! Sert kaslar, geniş omuzlar, şişkin pazılar; gerçek seksüel kimliğin ikincil göstergeleridir ve tüm erkeklerde bulunan Y kromozomu tarafından biçimlenir. Androjenlerin bu konuda belirleyici özelliği yoktur.

8. Aşırı kıllı ya da saçları dökülen erkekler yüksek hormon seviyesine mi sahiptir?

Bir diğer klişe ise erkek ne kadar kıllı ise seks gücünün de bir o kadar şiddetli olduğu yönünde... Oysa uzmanlara göre bu genelleme tamamen yanlış. Dr. Antoine Lemaire; "Saç dökülmesi son derece duygusal kökenli bir olgudur. 30 yaşındaki bir erkek, normal testosteron oranına rağmen saçlarını hızla kaybedebilir. Benzer durum kıllar için de geçerli. Çok kıl, fazla testosteron demek değildir" diyor. Hintlilerin ya da genel olarak Asya orijinli erkeklerin hemen hemen hiçbiri kıllı değildir, çoğunun sakalı dahi çıkmaz. Ancak bu durum erkekliklerinden şüphe etmemizi de gerektirmez. Bu noktada zamanın, yani yaşın da etkisi vardır. "Erkekler yaşlandıkça daha fazla tüylenirler, kadınlarda ise tam tersi yaşlılıkla birlikte tüylenme azalır" diyor Medikal Estetik Uzmanı Catherine de Goursac.

9. Testisleri küçük olan erkeklerin verimliliği daha mı azdır?

Evet! Testislerin küçük olması, genellikle düşük hormonal seviyeye işaret eder. Dr. Sylvain Mimoun'a göre; ergenlik çağından itibaren küçük testisler ya da küçük penis duygusal travmalara da neden olabiliyor. Bunu engellemek için eksiksiz bir hormonal denge programı oluşturmak büyük önem taşıyor.

10. Günlük hayatta agresif kişilikler ile erkeklik hormonu arasında neden hep sıkı bir bağ kurulur?

Nörobioloji Uzmanı Catherine Vidal durumu şöyle açıklıyor; "Bu insanların kolayına giden bir inanış. Daha küçük yaşlarda erkek çocuklarla kız çocuklar birbirlerinden ayrıştırılıyor. Bu ayrıştırma, toplum içinde kabul görmek için bir tür zorunluluk. Erkekler ağlamamalı çünkü erkek adam güçlüdür. Kızlar narin olmalı, duygularını ender dile getirmeli. Eğer hamilelik, menopoz, andropoz, ergenlik gibi geçici bir durum yoksa insanların kadına ve erkeğe biçilen rollerden şaşma hakkı da yok. Çünkü eğitim, toplum ve kültür bunu gerektiriyor."

Marie Claire

Read more

Kalın sesli erkekleri çekici buluyorlar...

Kalın sesli erkekleri çekici buluyorlar...

Kalın sesli erkekleri çekici buluyorlar... Kadınların, ne söylediklerine bakmaksızın, sesi derinden gelen erkekleri daha çekici buldukları ortaya kondu... İskoçya'daki Aberdeen Üniversitesi'nde yapılan araştırmaya göre ince sesli kadınlar kalın sesli erkekleri çekici buluyor.

Araştırma için sesleri ölçülen 113 kadına 'Senden hoşlanıyorum' ya da 'Senden hoşlanmıyorum' diyen erkek sesleri dinletildi ve bu sesleri çekici bulup bulmadıkları soruldu.

Erkeklerin sesleri elektronik olarak modifiye edilerek kimi daha feminen, kimi daha maskülen, daha tiz ya da daha yoğun seslere çevrilmişti. Katılımcıların ne söylediğine bakmaksızın sesi derinden gelen erkekleri tercih ettiği görüldü.

Ayrıca en tiz sesli 20 kadın, en maskülen erkek seslerini seçti. Radikal gazetesinin haberine göre; ekipten Benedict Jones, "İnsanların evlilik ve aşkta kendilerine çekici gelen kişileri seçtiklerini zaten biliyorduk. Ancak çekiciliğin etki alanı sırf aşkla sınırlı kalmıyor, insanlar çekici bulduğu kişileri işe alıyor, onlara oy veriyor veya onlarla daha iyi anlaşıyor" diyor.

Araştırmayla çekiciliği belirleyen faktörler arasında sesin de önemli bir belirleyici olduğu ortaya kondu.

Radikal



Read more

Bu doğum kontrol yöntemi erkeklere!

Bu doğum kontrol yöntemi erkeklere!

Bu doğum kontrol yöntemi erkeklere! Prezervatif, geri çekme yöntemi ve vazektomi hariç, erkeklerin de istenmeyen gebelikten korunmaları için çok basit ve oldukça etkili bir yöntem mi keşfedildi? ABD'nin North Carolina Üniversitesi bilim adamları, ultrason dalgaları uygulanan erkeklerin 6 ay süreyle sprem üretiminin durduğunu ortaya çıkardı.

Çalışmayı yürüten Dr. James Tsuruta, ileride bu yöntemin erkekler tarafından kolay, sorunsuz ve ekonomik bir doğum kontrol yöntemi olarak kullanılabileceğini söyledi.

Senede iki kere uygulanacak ultrasonla 1 sene boyunca erkeklerin çocuk sahibi olmasını engeleyecek yöntemin, uzun vadede yan etkileri olup olmadığı araştırılmaya başlandı.


Erkekler için doğum kontrol yöntemleri


Read more

Erkekler için doğum kontrol yöntemleri

Erkekler için doğum kontrol yöntemleri

Erkekler için doğum kontrol yöntemleri Erkeklerde doğum kontrolü amaçlı kullanılan bugün için 3 yöntemden bahsedilebilir. Geri çekme yöntemi, prezervatif (kondom) ve vazektomi. Memorial Hastanesi Üroloji Bölümü'nden Uzm. Dr. Bülent Altay, erkeklerde korunma yöntemler hakkında bilgi verdi.

Erkeklerde doğum kontrolü amaçlı kullanılan bugün için 3 yöntemden bahsedilebilir. Geri çekme yöntemi, prezervatif (kondom) ve vazektomi. Son zamanlarda üzerinde yoğun çalışmaların olduğu ancak rutin kullanıma henüz girmemiş olan diğer bir yöntem olarak hormonal yöntemden de bahsedilebilir.

GERİ ÇEKME YÖNTEMİ

Türkiye'ye yaygın olarak kullanıldığı düşünülen bu uygulama, erkeğin boşalmadan hemen önce penisini vajenden dışarı çekerek vajen dışına boşalmasıdır. Bir doğum kontrol yöntemi olmaktan çok uzak olan bu uygulamanın pek çok sakıncaları vardır.

Öncelikle bilinmesi gereken, boşalma öncesinde erkeklerde halk arasında zevk suyu olarak da adlandırılan sıvının da içerisinde de sperm hücrelerinin bulunabileceğidir. Bu sıvı penis ereksiyon halindeyken ve boşalmadan çok önce salgılanır, çok az bir miktar sıvı olmasına rağmen içerisinde az sayıda da olsa sperm hücresi bulunma ihtimali vardır. Bu risk, özellikle arka arkaya yapılan iki ilişkiden ikincisi için çok yüksektir.

Erkeklerde orgazm ve ejekulasyonun (boşalmanın) eş zamanlı olaylar olduğu göz önüne alınacak olursa, orgazmın hemen öncesinde penisin geri çekilerek boşalmanın kontrol altına alınmasının çok da kolay bir davranış olmayacağı açıktır. Geri çekmede geç kalma ve sonucunda istenmeyen bir gebelik oluşması ihtimali erkeğin cinsel ilişki süresinde baskı altında olmasına neden olur. Bu sorun nedeniyle erken boşalma en sık karşılaşılan cinsel sorunlardandır.

Bu doğum kontrol yöntemi, bazı durumlarda geç boşalma, hiç boşalamama ya da cinsel istek eksikliği gibi durumların da hazırlayıcısıdır. Özetle, çiftlerin gerek cinsel yaşamlarının sağlığı gerekse etkin ve güvenilir doğum kontrol yönteminin sağlanması açısından geri çekme yönteminin uygun bir yöntem olmadığı açıktır.


PREZERVATİF >>>



Erkekler için yeni bir doğum kontrol yöntemi!



PREZERVATİF

Prezervatif (kondom, kılıf) gebelikten korunmak amacıyla çok uzun yıllardır kullanılan etkin ve kolay bir doğum kontrol yöntemdir.

Kondom kullanımı boşalma sonucunda penisten çıkan sperm hücrelerinin (erkek tohum hücrelerinin) vajinaya dökülmesini önleyerek gebeliğin önlenmesi esasına dayanır.

Günümüzde prezervatifler lateks adı verilen bir maddeden üretilmektedir ve içerisine eklenen sperm öldürücü katkı maddeleri ile daha güvenilir hale gelmiştir. Ancak lateks allerjisi olan erkekler ve ayrıca kadınlar için prezervatif kullanımı sakıncalıdır.

Prezervatif kullanımı ile ilgili en önemli nokta belki de doğru uygulamanın nasıl olacağının bilinmesidir. Prezervatif penis erekte haldeyken içerisinde hava kalmamasına özen gösterilerek penis köküne dek uygun bir şekilde yerleştirilmesi, tırnak gibi keskin cisimler ile zedelenmemesi, uygun olmayan kayganlaştırıcı birtakım maddeler ile temasından kaçınılması ve boşalma sonrasında yine penis erekte haldeyken ve partnerden uzaklaştıktan sonra çekilmesi önemli noktalardır.

Prezervatifler tek kullanımlık olup ilişki sonrasında toplum sağlığı da düşünülerek uygun koşullarda çöpe atılmalıdır. Bu kurallara uyulmaması halinde prezervatifin ilişki esnasında çıkması ya da yırtılması riski söz konusu olabilmektedir. Kondom çıkarıldıktan sonra penis başında az miktarda da olsa sperm bulunabileceğinden tekrar ilişkiye girilmemelidir.

Bir diğer önemli konu ise kondomun ay içerisinde her cinsel ilişkide kullanılması gerektiğidir. Yalnızca gebelik açısından riskli günlerde uygulandığında koruyuculuk oranı düşer. Bu yüzden kadın adet döneminin hangi döneminde bulunursa bulunsun mutlaka her ilişkide kullanılmalıdır.

Bir diğer husus ise kondomun cinsel ilişkinin başından itibaren uygulamasıdır. Yani ilişki başında kondomsuz, boşalmaya yakın kondom ile ilişkiye devam etmek yanlış bir davranıştır. Bu durum istenmeyen gebeliklerin oluşmasına neden olabilir.

Prezervatif, doğum kontrolü ötesinde cinsel yol ile bulaşan pek çok hastalığın önlenmesinde de etkin bir koruyucudur. AIDS, Hepatit B, Hepatit C, gonore enfeksiyonu (bel soğukluğu) bunlar arasında en önemli olanlarıdır. Ayrıca prezervatiflerin son kullanma tarihlerine de çok dikkat edilmesi gerekmektedir.


VAZEKTOMİ >>>



Erkekler için yeni bir doğum kontrol yöntemi!






VAZEKTOMİ

Vazektomi, erkek doğum kontrol yöntemleri arasında en etkili ancak geri dönüşü olmayan bir gebelikten korunma yöntemidir. Bu yöntemde bölgesel anestezi altında her iki sperm kanalının kesilerek bağlanması ve sperm kanallarının devamlılığının tamamen ortadan kaldırılması amaçlanır.

Ayaktan uygulanan bir cerrahi müdahale olup, yapıldıktan hemen sonra hasta evine, işine rahatlıkla dönebilir. İşlem nedeniyle ortaya çıkabilecek sorun ihtimali yok denecek kadar azdır (enfeksiyon, kanama gibi).

Erkekler vazektomiden sonra da semen üretmeye, aynı cinsel işlev, arzu ve heyecanları yaşamayı sürdürür. Görünüm ve duygu bakımından aynı kalırlar. Vazektomi ile spermlerin iletimi engellendiği için, yalnızca boşalma sırasında çıkan sıvıda sperm hücrelerinin olmaması sağlanır.

Vazektomi sonrası hastaların çoğunun beklediği gibi bir ejekulat (boşalma sırasında çıkan sıvı) miktarında bir azalma olmamaktadır. Çünkü bu sıvının büyük bir bölümü testis dışındaki genital organlardan gelmektedir (prostat, seminal vezikül gibi).

Hastaların bilmesi gereken en önemli husus, işlemden sonra 3 ay süreyle menide sperm hücrelerinin çıkmaya devam edebileceğidir. Yani bu süre içerisinde eşler mutlak suretle diğer doğum kontrol yöntemlerinden birini kullanmak zorundadırlar. Ancak 3 ay sona erdiğinde arka arkaya yapılan 2 sperm tahlilinde hiç sperm hücresine rastlanmaması durumunda korunmasız olarak ilişkiye girebilirler.

İşlem öncesi eşlere danışmanlık hizmeti verilmeli
Vazektomi işlemi öncesinde mutlaka erkeğe ve eşine ayrıntılı bir danışmanlık hizmeti verilmeli. Türkiye'de yasal olarak da, evli kişilerde gönüllü cerrahi sterilizasyon yapılacağı zaman eşin yazılı onayını almak gerekir (1983 yıl 2827 no'lu yasa).

İşlem hakkında bilgi verilmesi esnasında hekim mutlaka yalın bir dil ve kişinin anlayabileceği terimler kullanılmalı, başvuran kişilerin korku ve endişelerini dile getirmeleri sağlanmalıdır.

Vazektomili erkeklerin bu işlemden pişman olup eski durumlarına geri dönmek istemeleri halinde ya mikrocerrahi teknikler ile kesilen sperm kanallarının uçları birbirine yeniden dikilir, ya da TESE yöntemi ile testislerden alınan sperm kullanılarak tüp bebek yapılır.

Her ikisinin de başarısı düşük olup, her zaman sonuç vermeyebilir. Bu nedenle geri dönüşü olmayan bir yöntem olarak kabul edilmelidir. Vazektomili erkeklerin % 0-3'ünde zaman içerisinde kesilen kanalların uçları birbirine kaynayarak sperm çıkmaya başlayabilir ve istenmeyen gebelikler oluşabilir. Bu risk erkek ve eşine mutlaka anlatılmalıdır.

Vazektomi yapıldıktan sonra testislerde (erbezi, haya) dolgunluk, hafif ağrı hissedilebilir.


Erkekler için yeni bir doğum kontrol yöntemi!




Read more

Doğal viagra: Kereviz!

Doğal viagra: Kereviz!

Doğal viagra: Kereviz! Kerevizin küçük yeşil yapraklarından beklenmeyecek büyüklükte bir etkisi olduğunu, biliyor muydunuz? Kereviz vücuttaki steroid seviyesini artırarak erkeği daha cazip kılıyor. Sadece birkaç sap çiğnemek bile yeterli.

ABD'li doktorlar Judy Garman, Walter Gaman ve Mark Anderson'ın ortaklaşa yazdığı "Genç Kalın: Nihai Sağlık İçin Kanıtlanmış On Adım" adlı kitaba göre, kereviz "doğal Viagra" olma özelliğini taşıyor.

Milliyet gazetesinde yer alan haberde kerevizin ejakülasyon sıvılarının miktarını artırdığına dikkat çekiliyor. Ayrıca kerevizde, insan terinde bulunan ve erkekleri daha çekici kılan seks feromonunu üreten "androsteron" adlı bir steroid bulunuyor.

Dolayısıyla bu sebzeden tüketmek, steroid seviyesini artırarak erkeği daha cazip kılıyor. Üstelik kilolarca kereviz almaya gerek yok. Birkaç sap kereviz çiğnemek de aynı etkiyi yaratıyor.



Read more

Penis kanseri riskini azaltıyor

Penis kanseri riskini azaltıyor

Penis kanseri riskini azaltıyor Penis kanseri riskini ve partnerlerin rahim ağzı kanseri riskini azaltan sünnet, ciddiye alınması gereken önemli bir cerrahi işlemdir. Sosyokültürel, psikolojik, tıbbi ve dini yönleri açısından birçok ülkede erkeklerde en sık uygulanan cerrahi işlem olan sünnet konusunda bilgiler veren Anadolu Sağlık Merkezi Çocuk Cerrahisi Uzmanı Dr. Nadir Tosyalı; "Özellikle uygun yaş dönemleri seçilerek ve uygun merkezlerdeki yetkin ellerde yapılan sünnetin idrar yolları enfeksiyonlarında anlamlı derecede gerileme sağlanıyor. Ayrıca sünnet, partnerlerdeki rahim ağzı kanseri riskini yaklaşık 1,5 ile 8,5 kat arasında, penis kanseri riskini de ortalama 4 kat azaltıyor" dedi.

Sünnetli kişilerle sünnetsizler
karşılaştırdığında
, temizliğin daha kolay olması sebebiyle, ileriki yaşlarda çeşitli enfeksiyonlardan korunma olasılığının daha yüksek olduğunu belirten Dr. Nadir Tosyalı, "Öte yandan, sünnetli erkeklerin partnerlerine enfeksiyon bulaştırma riski, sünnetsiz olanlara oranla daha az olabiliyor. Sünnetsiz olan erkeklerde sünnet derisinin iç bölgesine yerleşecek bakteriyel yoğunluk arttıkça partnere enfeksiyon bulaşma riski daha yüksek" dedi.

Sünnette uygun yaş dönemi nedir?

Sünnet için en uygun yaş dönemi konusunda da bilgi veren Anadolu Sağlık Merkezi Çocuk Cerrahisi Uzmanı Dr. Nadir Tosyalı, "Amerika Pediatri Derneği'nin yaptığı çalışmalarda görülmüş ki yeni doğan döneminde yapılan sünnetler azımsanmayacak oranda çocukları üriner sistem enfeksiyonlarından koruyor. Bu, bazı yayınlarda 10 kat şeklinde ortaya konulmuş. Yani genel olarak baktığımızda yeni doğan döneminde sünnet olan çocuklarda üriner sistem enfeksiyon riski, yeni doğan döneminde sünnet olmayanlara oranla 10 kat azalıyor" dedi.

Dr. Nadir Tosyalı sözlerine şöyle devam etti; "Öncelikle bu sayede enfeksiyon gelişme riski azalmış oluyor. Ayrıca, yeni doğan döneminde yara iyileşmesi çok hızlı oluyor ve yeni doğanda damar yapıları tam gelişmediği için çocukta herhangi bir kan hastalığı yoksa, diğer yaş gruplarına göre kanama daha az olabiliyor. Bu dönemde sünnet yapılmasının bir başka avantajı da genel anesteziye ihtiyaç duyulmadan lokal anestezi ile yapılabilmesidir. Anne sütünün içinde bir takım maddeler hem enfeksiyondan korunmayı, hem de ağrı kesici özelliğinden dolayı daha az acı duymasını sağlıyor."

Sünnetin 2-6 yaş döneminde yapılması neden önerilmiyor?

Bu dönem çocuğun psikosasyol gelişim dönemindeki en önemli kilometre taşlarından biri olduğunu ve o bölgeye yönelik olarak yapılacak herhangi bir girişimin çocukların sonraki yaşamlarında derin psikolojik izler bırakabileceğine işaret eden Dr. Tosyalı,

"Bu konuyla ilgili Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılan bir çalışmada; 2-5 yaş arasında sünnet geçirmiş çocukların ileriki yaşantılarında, o bölgeye herhangi bir cerrahi işlem yapılmamış çoçuklara oranla iş ve aile mutluluğu değerlerinde anlamlı bir gerileme yaşandığı gözlenmiş" diye konuştu.

6 yaşından sonra yapılacak sünnetlerde nelere dikkat etmek gerekiyor?

"6 yaşından sonraki dönem, çocuğun artık psikososyal gelişiminin belli bir düzeye eriştiği ve biraz daha olayların farkındalığını yaşadığı dönemdir. Ancak bu dönem sonrasında da sünneti geciktirmemekte fayda var" diyen Dr. Nadir Tosyalı, 6 yaşından sonra yapılacak sünnetin 7 yaşına kadar tamamlanması gerektiğini, aksi takdirde çocuğun sünnetli olmamasından dolayı okuldaki toplumsal aidiyet duygusu açısından bir duygusal travma yaşatabileceğini belirtti. Tosyalı ayrıca yeni doğan döneminden sonra yapılan sünnet işlemlerinin de mutlaka genel anestezi altında yapılması gerektiğinin altını çizdi.

Sünnet sonrası nelere dikkat etmek gerekir?

Sünnet sonrasında dikkat edilmesi gereken hususlara da değinen Dr. Nadir Tosyalı, "Sünnet sonrası kanamanın devam etmesi, sünnetten 6-8 saat sonra çocuğun idrarını yapamaması, glans (penis uç bölgesi) çevresindeki kızarıklık ve morluğun 3. ve 5. günlerden sonra azalmaması, sarı renkte akıntı veya zar tabakasının varlığının devam etmesi gibi durumlar bir sorun olduğunu gösterir Bu durumlarda hemen doktora başvurmak gerekir" dedi.

Read more

Erkekler için göbeği eritmenin garantili yolları

Erkekler için göbeği eritmenin garantili yolları

Erkekler için göbeği eritmenin garantili yolları Waist Disposal: The Ultimate Fat Loss Manual for Men (Erkekler İçin Garantili Göbekten Kurtulma Rehberi) adlı kitabın yazarı Doktor John Biffra, beş maddeye uyarsanız bir ayda göbeğinizin erimeye başlayacağını söylüyor. 1 ayda göbeği eritme yöntemleri

1.Kalori saymayı unutun! Kaloriler yerine ne yediğinize dikkat edin. Yüksek proteinli, düşük kalorili ve doyurucu yemekler yemelisiniz. Aç kalıp iştahınızın şahlanmasına yol açmayın. Ara öğünlerde kuruyemiş atıştırın.

2.Gazlı içeceklerden, şekerli yiyeceklerden uzak durun.

3.Et, balık, tavuk, yumurta, havuç ve patates dışındaki sebzeler, özgürce yiyebilecekleriniz. Her zaman şunu aklınızda tutun: Bütün alışkanlıklarımızın temelinde evrimsel geçmişimiz var. Evrimin başından beri et, balık, meyve, yumurta, fındık-fıstık, sebze yiyoruz. Ama sağlığa zararlı yiyeceklerle yakın geçmişte tanıştık. Bizim için bu kadar yeni olan yiyecekleri, hayatımızdan çıkarmak ne kadar zor olabilir ki?

4.Diyeti ve sporu sadece göbekten kurtulma yolu olarak görmeyin. Yapacağınız her şey genel sağlığınız için faydalı. Bunu düşünürseniz severek spor yaparsınız.

5.Amacınız kilo vermek değil, yağlardan kurtulmak olsun.

SPORUN ETKİSİ YÜZDE 40

"Bütünegzersizler kilo verdirir. Kilo vermenin mantığı, vücudun kalori yakmasıdır. Aslında oturduğumuz yerde bile bunu yaparız; nefes alıp vermek, elimizi kaldırmak, yediğimiz yemekleri sindirmek gibi yaşamsal faaliyetlerimizde vücudumuz kalori yakar'' diyen Spor Birimleri Şefi Erhan Ünal, şöyle devam etti:

''Ama önemli olan, kas oranımızı artırmak ve karın kaslarını kuvvetlendirmektir. Bunu da öncelikle direnç egzersizleriyle başarabiliriz. Ağırlık egzersizleri, pilates, yoga gibi... Bu egzersizler, kas oranlarını artırarak metabolizmayı hızlandırır. Daha çok kalori yakmak için ayrıca 30-50 dakikalık kardiyovasküler egzersizler faydalıdır; yani koşu, yürüyüş, bisiklet, kick boks, futbol, basketbol, tenis... Yağ yakarken ve göbeği eritirken; beslenme yüzde 60, spor ise yüzde 40 oranında etkilidir. Beslenmeyi düzene sokmadan kilo vermek imkânsızdır."

ERKEKLER DİYETTE %99.9 BAŞARILI

Dr. John Biffra, erkeklerin kadınlara göre daha kolay kilo verdiğini söylüyor. 30 günlük düzenli bir diyetin sonunda, hem göbeğinizin küçüleceğini hem de enerjinizin artacağını belirtiyor:
"Erkeklerin psikolojisi çok basit. Kadınlarınki ise çok daha karışık; belki hormonal etkilerden, belki tekrarlanan diyetlerden, belki de evrimsel nedenlerden... Kadınlar daha uzun sürede kilo veriyor. Ama 100 erkeği alın, onlara nasıl doğru besleneceklerini gösterin, yüzde 99.9'u hemen kilo vermeye başlayacaktır."

DİYETTE NELER YEMELİSİNİZ?

Dr. John Biffra, çok satacak bir kitap yazdı ama siz sadece ona bağımlı kalmayın. Uzmanlar, diyete başlamadan önce, böbreküstü bezleri ve tiroit hormonlarınız, kolesterol ve yağ oranlarınız, açlık ve tokluk kan şekeriniz hakkında tahlil yaptırmanız gerektiğini söylüyor. Çünkü hormonlarınız veya farkına varmadığınız hastalıklarınız, göbeklenmenize yol açmış olabilir. Metabolik bir sorununuz yoksa diyete başlayabilirsiniz. "Bir kibrit kutusu büyüklüğünde beyaz peynir" diyeti yapacağınızı zannetmeyin. Diyet uzmanı size yaşam koşullarınıza ve yemek alışkanlıklarınıza uygun diyeti verecektir. Ama şu kurallara da uyun:

•Sevmeseniz de sebze yemelisiniz. Ama etli sebze yemeklerinden bahsetmiyoruz.
•Et istiyorsanız ve kolesterol probleminiz yoksa ızgara et, fırında rosto tarzı yemekleri tercih edin.
•Etin suyu yerine kendisini tüketin. Yani pilavınızın üstüne koymak için "Şu yemeğin suyundan biraz alayım" demeyin.
•Haftanın iki günü kırmızı et, iki günü balık, iki günü ise tavuk yemelisiniz. Bunların ızgara, buğulama ya da fırında pişirilmiş olmasına dikkat edin.
•Ekmek olmadan doymayanlardan mısınız? Çok tahıllı veya tam buğday ekmeğini tercih edin (Diyet yapan kadınlar gibi görünmekten korkmayın, çok tahıllı ekmekler hem lezzetli ve sağlıklı, hem de havalı).
•Ortalama 10 kg. fazlalığı olan bir erkek, günde 3 orta boy dilim ekmek ya da onun yerine 6 yemek kaşığı pilav/makarna tükmeli.
•Havuç hariç, sebzelerin hepsini çiğ olarak sınırsız tüketebilirsiniz.
•Meyvelerden muz, üzüm ve incir yerine şeftali, armut, karpuz, malta eriği, kiraz, erik ve çileği tercih edin.
•Ara öğünde, sabah saat 10.30-11.00 civarı yarım simit ve bir bardak ayran tüketin. Simitteki susamın yağlarıyla ayranın yağı birleşince, karın yağlarını kırıyor. Akşam üzeri ise saat 15.30 civarında meyve yemelisiniz. •10 günde bir, bir porsiyon sütlü tatlı yiyebilirsiniz. Ama diyet tatlı olmasın.
•Alkole gelince... Homer Simpson gibi olmak istemiyorsunuz değil mi? O zaman birayı unutun! Viski, votka, rakı ve şarap içebilirsiniz. Ama en iyisinin şarap olduğunu unutmayın.
•Masa başı işi yapıyorsanız metabolizmanızı hızlandırmanız gerek. Bunun için yeşil çay (yeşil çayın şeftali aromalı gibi çeşitlerini deneyebilirsiniz, yeter ki şekersiz olsun), limonlu su, elma suyu veya biberiye, kekik, tarçın, karanfil çayları için. Bu içecekler hem şekeri düzenliyor, hem de metabolizmanızı canlandırıyor.

MASA BAŞI EGZERSİZİ

•Masa başında, oturduğunuz yerde küçük hareketlerle karın bölgenizi çalıştırın: Karnınızı içeri çekip bacaklarınızı uzatın ve sanki frene, gaza basar gibi ayaklarınızı itin.

•Bir de, bir zahmet spor yapın! Spor salonuna üye olmasanız da yürüyüş yapabilir, bisiklete binebilir ve mesela televizyon izlerken suyunuzu mutfaktan kendiniz alabilirsiniz!

KEL OLMAK KADAR KORKUTUCU

"Erkeklerin zayıflamak istemesinde estetik etiketler önemli. Erkekler görünüşlerini kafaya taktıkları zaman, en çok göbekleri yüzünden üzülürler. Göbeklerindeki yağları tutup, 'İşte bundan kurtulmak istiyorum' derler. Çünkü günümüzün estetik anlayışına göre, minik bir göbeğin olması, kel olmak kadar korkutucu. Oysa 10 yıl önce karın bölgesindeki yağlara karşı daha hoşgörülüydük. Hatta büyük göbekler, zengin sofralar bir gurur kaynağıydı. Şimdi, sağlık hakkında daha bilinçliyiz" diyor Dr. Biffra. 8 Amerikan hükümetinin yaptığı araştırmaya göre, 2020'de 10 erkekten 8'i obez olacak.

Habertürk / Heja Bozyel

Read more

Erkeklerin 10 kötü alışkanlığı

Erkeklerin 10 kötü alışkanlığı

Erkeklerin 10 kötü alışkanlığı Aslında erkek-kadın fark etmez, herkes dış görünümüne özen göstermeli. Ama nedense erkekler bu konuda biraz daha dikkatsiz. Beslenmenize dikkat etmediğinizde, egzersiz yapmadığınızda ve özellikle de sigara gibi kötü alışkanlıklarınız varsa kendinize daha çok vakit ayırmalısınız.

Haberin devamı için tıklayın!

Read more

Ağırlık kaldırarak erkeklik hormonunu artırın

Ağırlık kaldırarak erkeklik hormonunu artırın

Ağırlık kaldırarak erkeklik hormonunu artırın Siz fark etmeseniz de her geçen gün kas kütleniz, saç telleriniz, hafıza kapasiteniz hatta cinsel isteğiniz azalır. Ancak bunu geri kazanmak mümkün! Siz fark etmeseniz de her geçen gün kas kütleniz, saç telleriniz, hafıza kapasiteniz hatta cinsel isteğiniz azalır. Bedeniniz gözle fark edilmeyecek bir şekilde ağır ağır yaşlanır. Bu süreçteki en karmaşık durumlardan biri de testosteronun-yani kasların büyümesini ve yağ kaybını tetikleyen, sizi güçlendiren, daha agresif ve rekabetçi kalmanızı sağlayarak libido patlamalarına sebep olan yegane hormonunuzun-üretiminin yavaşlamasıdır.

MUSCLE&FITNESS dergisinde yayınlanan habere göre testosteron hormonunu ile ilgili yapılan araştırmalar da yaşla beraber testosteron seviyesinin düşmesinin gayet doğal olduğu belirtildi. Buradaki iyi haber ise, eğer yeteri kadar ter dökerseniz kaybettiğiniz testosteronları geri kazanmanın mümkün olmasıdır. Bilimsel olarak ele alındığında; testosteron hormonu, bilindiği gibi kasların gelişmesi üzerinde önemli bir role sahiptir.

Testosteron kas hücrelerine ulaşır ve burada kendisini androjen reseptörlerine bağlar. Sonra birbirine bağlı bu testosteronlar hücrenin çekirdeğine girer ve kas büyüten genleri harekete geçirir. Connecticut Storrs Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmaya göre antreman sırasındaki testosteron artışının kaslardaki androjen reseptörü seviyelerini anında yükselterek erkeklik hormonunu arttırdığı belirlendi.

MUSCLE&FITNESS dergisine göre testosteron hormonunu arttırıcı özel çalışma programı ile daha iri ve erkeksi görünmenin 5 kuralı...

KURAL 1: AĞIRLIK ÇALIŞIN

Hafif ağırlıklarla ve çoklu tekrarlarla çalışarak testosteron hormonu oluşumunu arttırabilirsiniz. Yapılan araştırmaya göre 10 tekrarda kaldırılabilinen maksimum ağırlık ile testosteron seviyelerinde yüzde 10 artış sağladığını ortaya koymuştur. Ancak maksimum seviyenin yüzde 40'ı ile çalışmak testosteron seviyelerinde ya çok az ya da hiç değişim olmuyor.

KURAL 2: HER ANTREMANDA ÇOKLU KAS GRUPLARINI ÇALIŞTIRIN

Danimarkalı araştırmacıların çalışmalarına dayanan bu yöntem kol çalışmalarına bacak çalışmasınında eklenmesiyle, testosteron seviyesinde yüzde 40'lık bir artışla ani bir yükselme kaydediliyor. Diğer yandan sadece büyük kas gruplarının çalıştırılmasıyla da yüksek testosteron seviyelerine ulaşmak mümkün.

KURAL 3: ANTREMANLARINIZDA ÇOK YÖNLÜ EGZERSİZLER YAPIN

Çok yönlü egzersizler yapmanın en basit yollarından biri farklı kas gruplarını hedef almaktır. Bu yaklaşım kural 2'yi uygulamanızı da sağlamış olur. Çok yönlü egzersizlerle, daha büyük ağırlıklar kaldıracağınız için aynı zamanda diğer egzersizleri de yaparak seviyeyi bir üste taşıyabilirsiniz.

KURAL 4: ANTREMANIN HACMİNİ ARTTIRIN

Yapılan araştırmaya göre sporcular üç ayrı egzersize tabi tutularak her egzersiz sonunda testosteron seviyeleri ölçülüyor. Bunlardan ilki 10 tekrarda kaldırabilecekleri max. Ağırlığa dayanıyor. Test sonunda yüzde 75'lik bir artış görülüyor. Tekrarı birkaç kez yapanlarda ise yüzde 90 oranında testosteron arştı saptanmış.

KURAL 5: KIPIR KIPIR

Çalışma aralarında oturup dinlenmeyi seçenlerdenseniz karşılığında testosteron ve kaslarınızda hiçbir değişiklik olmayacağını bilmeniz gerekmekte. Araştırmalar gösteriyor ki antremanlar arasındaki bir dakikalık dinlenme ile testosteron seviyesinde artış gözleniyor ama bu süre çoğaldığında artmanın yanında testosteron seviyesinin hızla alt seviyelere indiği görülüyor. Bu da genel olarak gösteriyor ki daha canlı ve hareketli kişiler normal tempoda ki erkeklere göre çok daha fazla testosteron salgılıyor.



Read more

Erkekler sinirlendiğinde ne olur?

Erkekler sinirlendiğinde ne olur?

Erkekler sinirlendiğinde ne olur? İspanya'daki Valencia Üniversitesi'nin yaptığı araştırmaya göre, erkeğin bünyesine sinir iyi gelmiyor... Neden mi? İspanya'daki Valencia Üniversitesi'nin yaptığı araştırmaya göre, erkeğin bünyesine sinir iyi gelmiyor. Sağlık açısından çok da dikkate alınmayan sinir atakları, hormonal dengede büyük tahribat yaratıyor.

İnsan sağlığının en büyük düşmanları sinir ve stresin etkileri konusunda uzmanlar sürekli uyarıyor. Günlük hayatımızı altüst eden, hormonal etkileşimler sağlayan bu ikili ile ilgili yeni bir araştırma yapıldı.

İspanyol bilim insanları, sinirin erkekler üzerindeki hazin etkilerini ortaya koydu.

Araştırmacılar, sinirin erkek bünyesindeki yan etkileriyle ilgili uzun ve önemli bir liste çıkardılar. İlk önemli etki, kalp atışlarındaki artmayla başlıyor ve atardamardaki gerilimin yükselmesiyle devam ediyor.

Sinirli anlarda art arda gerçekleşen bu zincirleme reaksiyon sonucu da erkeklik hormonu testesteron zirve yapıyor.

Mantık devre dışı kalabiliyor

Genelde çabuk sinirlenen ya da gün içinde stresli olan erkek bünyesinde, yaşanan kısa gerginlikler "gelgeç" olarak görülse de aslında yarattığı etki son derece keskin oluyor.

Valencia Üniversitesi'nde yapılan "Hormonlar ve Etkileri" araştırmasına göre, oluşan ilk zincirleme reaksiyonun ardından, kronik yorgunluk, konsantrasyon ve hafıza sorunlarına yol açan stres hormonu kortisol devreye giriyor.

"Erkekler sinirlendiğinde ne olur?" sorusunun cevabı burada bitmiyor. Araştırma sonuçları sinirin, beynin mantıklı düşünmeden sorumlu kısmı olan sol tarafının da uyarıldığına işaret ediyor.

Bu nedenle tartışmalı ve stresli bir ortamda, bünyenin sinirin bir etkisi sonucu mantıklı düşünceye kapalı olduğu belirtiliyor.

Olaylardaki neden sonuç hakimiyetini kaybeden erkek bünyesinin, yıllarca yaşayacakları sinir atakları sonucunda fiziksel tahribata da uğrayabilecekleri ifade ediliyor.

HT



Read more

Kellik tedavisinde son yöntemler

Kellik tedavisinde son yöntemler

Kellik tedavisinde son yöntemler Kellik her yaş grubundaki erkeğin en önemli görsel sorunlarının başında geliyor. Genç ve orta yaş grubundaki erkekler özellikle de saçsızlığı dert ediyor. Kellik her yaş grubundaki erkeğin en önemli görsel sorunlarının başında geliyor. Genç ve orta yaş grubundaki erkekler özellikle de saçsızlığı dert ediyor. Ancak gelişen tıbbı yöntemlerle dökülen saçların yerine yeni saçlara kavuşmak mümkün. Çünkü kelliği bir kader olmaktan çıkaran saç ekim yöntemleri var. Peki, herkes saç ekim yöntemi yaptırabilir mi?

Acıbadem Bakırköy Hastanesi'nde hizmet veren "Saç Ekim Merkezi"nden Estetik, Plastik, Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Halil İbrahim Canter'e kimlerin saç ekimi yaptırabileceğinden saç naklinin nasıl yapılacağına dair pek çok soru yönelttik.

Saç nakli yapabilmek için hangi koşullar gerekiyor?
Biz aslında saçlı deriye kıl kökü nakli yapıyoruz. Ayrıca sakal, bıyık ve kaş kaybı halinde de nakil yapabiliyoruz. Bunların dışında bazı ilaçlara, iç hastalıklarına, enfeksiyonlara bağlı, yanık, ameliyatlara bağlı saç kayıpları, bazı cilt hastalıkları nedeniyle oluşan kayıplarda nakil olabiliyor.

Saç derisinde yanık varsa, yanan derinin beslenmesi iyi olmadığından ve bu deriye nakil yaptığınızda iyi sonuç alınmadığından farklı bir yöntem kullanıyoruz. Saç olan bölgelerin altına silikon balonlar yerleştiriyoruz, balonu şişirip saç olan bölgenin alanını genişletiyoruz. İkinci seansta ise hastalıklı saçsız deriyi çıkarıyoruz. Balonları da indirip elde kalan fazlalık dokuları, aldığımız yanık dokunun yerine doğru kaydırıyoruz. Bu yöntemi erkek tipi kellik için değil, saçlı bölgelerin yeniden yapılandırılmasında kullanıyoruz.

Saç naklinde neler yapılıyor?
Saçlı deriden büyük parçalar alınınca taşınılan yerde yaşaması kolay olmuyor. Ayrıca birbirinden ayrı parçalar alınınca çim adam görüntüsü ortaya çıkıyor. Erkeklerin başlarının arka tarafında iki kulak hizasındaki bölgedeki saçlar, erkeklik hormonu testesterona daha dirençlidir. Bu nedenle ense saçları dökülmezken, ön taraftaki saçlar daha çabuk dökülüyor.

Saç ekiminde hangi yöntemler kullanılıyor?
Saçların ikili üçlü demetler halinde çıktığından tek tek ekilmiyor, mikro foliküler ünite dediğimiz ikili üçlü kök demetleri halinde ekiliyor.

FUT (Follicular Unit Transplantation):
Enseden 1-1,5 cm genişliğinde, 10-12 cm boyunda bir saçlı deri alanı alınıyor. Arkadaki alan cerrahi dikişle kapatılıyor. Bu bölgedeki dikişler 15 gün sonra alınıyor. Birkaç ay sonra iyileşme tamamlandığında saçı aldığımız alanda çizgi şeklinde bir iz kalıyor. Bu iz saçların uzamasıyla birlikte kapanıyor. Saçlı deri birkaç milimetre kalınlığındaki şeritlere bölünüyor, her şeritteki saçlar büyüteçli gözlükler altında hazırlanıyor. Daha sonra minik minik deliklere tek tek her bir saç kökü ekiliyor. Saç kökleri hazırlanırken bir yandan da ekim yapılıyor. İkinci bir ekip tarafından yeni kökler hazırlanmaya devam edilebilir.

FUE (Follicular Unit Extraction):
Hastanın ense bölgesi uyuşturuluyor. Her bir ünite tek tek alınıyor. Saçların alındığı alanda çok küçük delikler açılmış oluyor. Deliklerin olduğu bölgeler iki üç gün içinde kabuklanmış oluyor. Bir hafta içinde de yara izleri görünmüyor. Yaklaşık bir milimetre çapındaki yara izleri büzüşerek iyileşiyor. Birbirinden çok dağınık, saçların arasında noktasal yara izleri de kimsenin gözüne batmıyor. Bu sayede yara izi oluşturmadan saç ekimi yapılıyor.

Ekilen saçların çok önemli bir kısmı dökülüyor. Bu dökülmenin ardından 3-6 ay içinde yeni saç telleri uzayarak saçsız kalan bölgede saçlı doku oluşuyor. Burada kıl kökünün yeni kılı oluşturmasını sağlamayı amaçlıyoruz.

Saç ekimi için uygun olmayan hasta grubu hangisidir?
Erkek tipi saç ekiminde tüm dünyada kabul görmüş "Norwood" sınıflamasını kullanıyoruz. Birden yediye kadar giden dökülmüş saç miktarına göre belirlenmiş bir sınıflandırmadan bahsediyoruz. Birden yediye doğru gittikçe dökülme oranı artıyor. Eğer çok geniş bir bölgede saçsızlık varsa, kapatmanız gereken alan artıyor, bu durumda saç ekim yönteminden fayda görülmesi mümkün olamıyor. Altıncı ve yedinci tip dediğimiz ileri tip dökülmelerde, var olan saçları açık alanları kapatmaya yetmeyeceğinden saç ekimine uygun olmuyorlar, bunun bilgisini de hastaya vermek gerekiyor.

Saç ektirecek kişilerin 20 yaşındaki saçlarına kavuşması mümkün mü?
Öndeki saçları dökülmüş, tepesisi açılmış, ama arada şerit tarzında saçları olan hastalar var. Hastalar bize 20 yaşındaki fotoğraflarını getirip o hallerine dönmek istediklerini belirtiyor. Burada açıkça şunu söylemek gerekiyor ki, saçsızlık sözkonusuysa eğer 40-50'li yaşlarındaki kişileri 20'li yaşlarındaki hallerine getirmemiz mümkün değil. Önden fotoğrafınız çekildiğinde çehrenizin görüntüsü sizin fotoğraf görüntünüzdür. Saç ekiminde amaç tüm saçlı deriyi saçla donatmak değil ama hastanın önden bakıldığında görünen yüzünün yani fotoğraf görüntüsünün düzeltilmesidir. Saç çizgisini oluştururken de bunu amaçlıyoruz. Önden bakıldığındaki saç çizgisini birkaç santim öne alarak, seyrekleşmeye başlayan saçların arasını doldurunca genel görüntüyü önemli ölçüde düzeltmiş oluyoruz.

Dermatolojik tedavilerin saç ekimi öncesinde faydaları nelerdir?
Bir grup saç ekimi hastasına dermatolojik muayene öneriyoruz. Ekimden önce saç bakımı yapılırsa ince telli saçlar güçleniyor, ayrıca çıkmamış ya da dökülmeye yüz tutan saçlar da güçlenmiş oluyor. Saçların canlı olduğu dönem uzatılabiliyor, bu tedavi ve yaklaşımlar saç alınacak sahayı hazırlayıp saç ekiminin başarısını artırıyor.

Kadınlarda da saç ekimi yapılabiliyor mu?
Kadınlarda belli alanda dökülüme varsa saç ekimi yapılabiliyor. Seyrekleşmesi daha fazlaysa arkadan alınıp öne doğru, önde seyrekleşen saçların arasına ekilebilir. Saçlı derinin her yerinde seyrekleşiyorsa dermatolojik yöntemlerle canlılığnı, sıklığını artırmak daha doğru olabilir. Kadınlarda erkek tipi kellik çok sık görülmüyor. Nadiren de olsa kadınlarda önlerin fazla seyrekleşip, arkaların sık kaldığı durumlarda önleri sıklaştırmak için ekim yapılabilir.




Read more

Sıcak duş erkekler için tehlikeli!

Sıcak duş erkekler için tehlikeli!

Sıcak duş erkekler için tehlikeli! Hamamı ve saunayı seven eErkeklerde varikosel riski bulunuyor. Fazla ayakta durmak, ağır kaldırmak ve sıcak banyo erkekte kısırlık nedeni! Erkek kısırlığının başlıca nedenlerinden biri olan varikoselin sağlıksız sperm üretimine neden olduğunu söyleyen Medical Park Fatih Hastanesi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Ali Nejat Eğilmez: Uzun süre ayakta durmak, ağır kaldırmak, testislerin aşırı sıcağa maruz kalması (mesela ateş karşısında çalışmak), çok sıcak suyla banyo yapmak, sık sık hamam veya saunaya gitmek varikoseli artırır!

Medical Park Fatih Hastanesi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Ali Nejat Eğilmez; varikosel hakkındaki soruları yanıtladı:

Varikosel Nedir?

Erkek kısırlığının en önemli nedenlerinden biri olan varikosel, testisten çıkan toplardamarların, aynen bacaklardaki varislerde olduğu gibi genişlemesidir. Genişleyen toplardamarlar içindeki kapakçıkların çalışması da bozulur. Varis halini almış bu toplardamarlar yeterince kuvvetli bir şekilde kasılma yeteneklerini kaybederler ve kanın gerektirdiği kadar hızlı olarak kalbe geri dönmesini sağlayamazlar. Bu da kan dolaşımının yavaşlamasına, testiste aşırı miktarda kan birikmesine ve ısı artırımına neden olur. Testislerdeki ısının artması, burada bulunan ve sperm hücrelerini imal eden ana hücrelerin çalışmasını bozar. Bunun sonucu olarak da sağlıksız bir sperm üretimi ortaya çıkar. Spermlerin sayısı ve hareket kabiliyeti azalır, şekil bozuklukları görülür. Böylece kişinin çocuk sahibi olma şansı azalır, kısırlık ortaya çıkabilir.

AĞIR KALDIRMAK VARİKOSEL NEDENİ

Varikosel neden oluşur?


Varikosel oluşumunda genetik özellikler ön plandadır. Varikoseli olan kişilerin ailelerinde varikoselin yanı sıra aynı şekilde toplardamarların genişlemesiyle ortaya çıkan, bacaklarda varis veya makat bölgesinde hemoroit yani basur olan kişilere sık olarak rastlanır. Varikosel genellikle ergenlik sonrası görülür. Uzun süre ayakta durmak, ağır kaldırmak, testislerin aşırı sıcağa maruz kalması (mesela ateş karşısında çalışmak), çok sıcak suyla banyo yapmak, sık sık hamam veya saunaya gitmek varikoseli arttırır.

Varikoselin belirtileri nelerdir?

Varikosel genellikle belirti vermez. Hasta tesadüfen eliyle testisin üst kısmında genişlemiş damarları hisseder ve merak ederek doktora gider. Bazen başka bir nedenle yapılan doktor muayenesinde doktor tarafından saptanır. Daha az olarak görülen bir belirti de testislerde ağrı olmasıdır. Tipik olarak uzun süre ayakta durma sonucu ağrı artar. Oturunca veya yatınca ağrı azalır ve bir süre sonra tamamen geçer. Bazı durumlarda, varikoselin uzun bir süre devam etmesi soncu testiste yumuşama veya küçülme görülebilir.

Varikosel tanısı nasıl konur?

Ayakta duran erkek hastada varikosel tanısı doktor tarafından elle muayene edilerek yapılır. Ayrıca skrotal doppler ultrasonografi tekniği de varikoselin tek veya çift taraflı olduğunu ve derecesini göstermesi açısından önemlidir.

TEDAVİSİ İLAÇ DEĞİL AMELİYAT

Varikosel tevdisi nasıl yapılır?


Varikoselin tedavisi ameliyattır. İlaçla veya başka bir şekilde tedavi edilemez. Ameliyat mikrocerrahi şeklinde mikroskop veya büyüteçli gözlükler kullanılarak yapılmalıdır. Ameliyathanede steril şartlarda anestezi altında yapılır. Varis şeklinde genişlemiş olan toplardamarlar ayrılır, bağlanarak kesilir ve iptal edilir. Bu şekilde kan akımının normal toplardamarlardan normal hızla devamı sağlanır. Ameliyat esnasında atardamarlar ve lenf damarları ile sinirler dikkatlice korunmalıdır. Sabah opere edilen hasta gün boyu izlenir ve aynı gün akşam taburcu edilir. Ameliyat sonrası en az üç gün yatak istirahatı önerilir. Hasta üç hafta içinde tamamen iyileşmiş olur.

Varikosel ameliyatının komplikasyonları nelerdir?

Dikkatli yapılan bir ameliyat sonrası komplikasyon görülme oranı çok düşüktür. En sık görülen komplikasyonlar ameliyat sonrası kanama, lenf damarlarının zedelenmesi sonucu testis etrafında sıvı birikmesi yani hidrosel atardamar zedelenmesi sonucu testisin küçülmesidir. Daha önce aynı bölgede yapılmış olan operasyonlar komplikasyon oranını arttırır.


SPERMLER 6 AYDA DÜZELİR >>>>





SPERMLER 6 AYDA DÜZELİR

Varikosel ameliyatının başarı şansı nedir?

Varikosel sonrası altı ay içinde spermiogramda yüzde 80 düzelme olur. Ameliyat öncesinde yüzde 5-10 olan çocuk sahibi olma şansı yüzde 50'ye çıkar. Varikoselin sperm üretimi üzerine olan olumsuz etkisi ortadan kalktığı için ilaç tedavisi veya tüp bebek yöntemleri gerekirse bunların da başarı şansı artmış olur. Bu nedenle çocuk sahibi olamayan çiftlerde erkekte anormal spermiogram ve varikosel saptanırsa önce varikoselin ameliyatla tedavisi yapılmalıdır.

KORUNMASIZ İLİŞKİYE RAĞMEN BİR YIL BEBEK OLMADIYSA
VARİKOSEL MUTLAKA TEDAVİ EDİLMELİ


Varikosel ne zaman tedavi edilmelidir?

* HER ZAMAN TEDAVİ GEREKMEZ:
Varikosel her zaman sağlığı etkileyen bir durum değildir. Varikoseli olup, hiçbir ağrısı olmayan ve çok çocuk sahibi olan birçok erkek vardır. Bu durumda varikoselin tedavisi gerekmez. Hastaya gerekli bilgiler verilmelidir. Varikoselin ilerlememesi için uzun süre ayakta durmaması, testislerin aşırı sıcakla temasından kaçınması ve slip şeklinde külot veya süspansuvar kullanarak testislerin yukarı kaldırılmasının sağlanması önerilir. İleride testislerde ağrı veya küçülme olması tekrar çocuk sahibi olmak isteyip bunun gerçekleşmemesi durumunda doktora gelmesi gerektiği bilgisi verilir.

* BEKARLARA SPERM TAKİBİ GEREK: Hiçbir şikayeti olmayan bekar bir erkekte varikosel saptandığında spermiogram yapılır. Eğer spermiogrmda spermlerde sayı, hareket veya şekil bozukluğu saptanırsa ve hasta ilerde çocuk sahibi olmayı düşünüyorsa varikoselin tedavisi önerilir. Spermiogram normal ise varikoselin ilerlememesi için yukarda belirtilen tedbirler önerilir. Ayrıca hasta evlenip çocuk sahibi oluncaya kadar altı ayda bir spermiogram yapılarak takip edilir.

* AĞRI İÇİN AMELİYAT YAPILMAZ: Sadece ağrı nedeniyle varikoselin tedavisi yapılmamalıdır. Ağrıyı azaltmak için sıcaktan kaçınılması slip külot veya süspansuvar uzun süre ayakta durulmaması önerilir. Hasta çok ısrar ederse yapılacak tedavinin ağrıya yönelik değil varikoselin ortadan kaldırılması yönünde olacağı tedavi sonrasında da ağrının devam edebileceği konusunda uyarılmalıdır.

* BİR YIL ÇOCUK OLMADIYSA DOKTORA: Evli olan ve en az bir yıl korunma olmadan çocuk olması için kritik dönemlerde ilişkide bulunan çiftlerde gebelik olmadıysa, ayrıca erkekte anormal spermiogram ile birlikte varikosel saptanırsa önce varikoselin tedavisi yapılır. Çünkü bu durumda yapılacak ilaç tedavisi veya tüp bebek gibi yöntemler genellikle başarısız olur. Bu şekilde bir çocuk sahibi olunsa bile varikoselin etkisi gittikçe artacağı için daha sonra başka çocuk istenirse şansı çok daha az olacaktır. Bu yüzden öncelikle varikosel tedavi edilmelidir.



Read more

Erkeklerde kansızlık kanser habercisi olabilir!

Erkeklerde kansızlık kanser habercisi olabilir!

Erkeklerde kansızlık kanser habercisi olabilir! Memorial Şişli Hastanesi Hematoloji Bölümü'nden Uz. Dr. Hüseyin Saffet Beköz, "Erkeklerde görülen kansızlık şikayetlerinin altında yatabilecek sebepler" hakkında bilgi verdi. Halsizlik, çabuk yorulma, üşüme hissi ve baş ağrısı... Bunlar anemi yani kansızlığın en sık belirtileri... Demir eksikliği özellikle gelişmekte olan ülkelerde toplumun büyük çoğunluğunu etkileyen önemli bir sorun.

Kansızlık Türk kadınlarında daha sık görülüyor ve pek çok sağlık sorununu da beraberinde getiriyor ancak erkeklerde görülen kansızlık kanser başta olmak üzere pek çok ciddi hastalığın habercisi olabileceği için dikkat gerektiriyor.

Anemi (Kansızlık) hemoglobin miktarının yaş ve cinsiyete göre Dünya Sağlık Örgütü tarafından kabul edilen kriterlerin altında kalmasıdır. Bu kriterler erişkin erkeklerde 13 g/Dl; kadınlarda 12 g/dL nin altı kabul edilir.

6 ay ile 6 yaş arası çocuklarda 11 g/dL nin, 6-14 yaşlarda 12 g/dL nin altı anemidir. Ancak kansızlık teşhisi konurken sadece hemoglobin değeri dikkate alınmaz. Onun yanında demir, demir bağlama kapasitesi, ferritin, gibi demir depolarını gösteren bir takım parametrelere de bakılır.

Anemi, alyuvarların çapındaki değişikliklere göre farklı gruplara ayrılır.

Alyuvarların çapı küçük olanlarda, "demir eksikliği anemisi" ve "Akdeniz anemisi" dediğimiz iki anemi türü görülür. Çapı büyük oranlarlarda ise en sıklıkla görülen, vitamin eksikliğinden kaynaklanan anemilerdir.

B12 vitamini ya da folik asit eksikliği anemileri bu gruba girer. Ama bazen de alyuvarların çapı normal olmasına rağmen kansızlık ortaya çıkabilir.

Bunlar da bir takım üretim eksikliklerine bağlı kronik hastalıklarla veya böbrek yetersizliği ile ilişkili olan, ilik tembelliği diye tabir ettiğimiz anemi türleri vardır. Bir başka tür ise bağışıklık sistemi veya mekanik sebeplerle ortaya çıkan anemilerdir.

Devamını okuyun>>>>>>>



Bu belirtilere dikkat!

Halsizlik, yorgunluk, çabuk yorulma, eforla nefes nefese kalma, adalelerde güçsüzlük hissi, üşüme hissi, ellerde soğukluk, baş ağrısı, baş dönmesi, huzursuzluk, iştahsızlık, saç dökülmesi ve saçlarda matlaşma, kulaklarda uğultu ve çınlama, gözler önünde sinek uçuşmaları, devamlı uyuma isteği ve uyuklama hali, çarpıntı, kalp rahatsızlığı olan kişilerde göğüs ağrısı, deride solukluk, tırnak yataklarında düzleşme, kolay kırılma, çok seyrek olarak çukurlaşma (kaşık tırnak), dudak kenarında çatlamalar, yaralar görülmesi, zihinsel yoğunlaşmada (konsantrasyon) yetersizlik.

Hastalığı çok ilerlediği durumlarda, göz kararması, baygınlık hissi dahi görülebilir. Bu belirtilerin görüldüğü vakalarda, kronik anemi akla gelmektedir.

Kansızlığı olan her insanda bu bulguların hepsinin görüleceği anlamı çıkarılmamalıdır. Kansızlığın şiddeti, oluşma hızı, süresi ve altta yatan aneminin sebebine göre şikayetlerde değişiklikler görülebilmektedir.

Erkeklerde jinekolojik sebeplere bağlı olarak kan kayıpları yaşanmadığından kansızlık görülme sıklığı çok düşüktür. Ancak karşılaşıldığı durumlarda sebebi iyi araştırılmalı ve değerlendirilmelidir.

Devamını okuyun>>>>>>>



Erkeklerde görülen kansızlık ciddi hastalıklara işaret ediyor olabilir!

Erkeklerde görülen demir eksikliğinin en sık nedeni mide ve kalın bağırsak gibi sindirim sisteminde olan kayıplardır. Midede ülser, gastrit türleri veya damar yumakları meydana gelebilir. Bu damar yumaklarının açılıp kanamasıyla beraber kan kayıpları yaşanabilir.

Bazen de daha ciddi olarak gördüğümüz kalın bağırsak veya mide kanserlerinin ülserli şekli oradaki damarın açılmasıyla birlikte kendini kansızlık şeklinde de gösterebilir. O nedenle bazı mide kanserleri de demir eksikliği anemisi taraması esnasında yakalanabilmektedir.
Kansızlığın nedeni hemoroid de olabilir

Bazen de hemoroid dediğimiz makatımızın dış kısmındaki damar paketlerinin açılmasıyla beraber belirli aralıklarla kanamayla kaybedilen kan da erkeklerde demir eksikliği anemisi yapabilir.

Tedavide ilk aşama; kansızlığa neden olan sebebin ortadan kaldırılması
Demir eksikliğinin tedavisinde yapılması gereken ilk şey demir eksikliğine neden olan sebebin ortadan kaldırılmasıdır.

Bunun için hastanın öyküsünün çok iyi alınması gerekiyor. Sebep ortadan kaldırılmadan uygulanan tedaviler geçici olacak ve hastalığın tekrarlama riski yükselecektir.

Demir eksikliği tedavisinde, sebebin ortadan kaldırılmasından sonra uygulanacak ikinci süreç ise, demir eksikliğinin giderilmesidir. Demir eksikliğinin giderilmesinde, diyette gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.

Bunun yanında demir preparatları ile tedavi edilmelidir. Demir preparatı ihtiyaca göre damardan, kas içine ya da ağızdan hap veya solüsyon şeklinde verilebilir.

Uygun süre kullanılmalı anemi düzeldikten sonra da demir depoları doldurulana kadar devam edilmelidir.

Read more

Erkek estetiğinde muhteşem yüzyıl!

Erkek estetiğinde muhteşem yüzyıl!

Erkek estetiğinde muhteşem yüzyıl! Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op.Dr.Eser Aydoğdu 2011 Erkeğin estetik trendlerini ile ilgili önemli bilgiler verdi. Estetik ve güzelliğin ikonu olan kadın 2011 yılında hemcinsleriyle değil, son zamanlarda artan talepleriyle estetik cerrahların kapısını çalan ve güzellik merkezlerini dolduran erkeklerle yarışacak. Daha sağlıklı, genç görünüm ve yakışıklı olma isteği günümüz erkeğinin estetiğe bakışını değiştiriyor.

Sosyal çevresi, ekonomik durumu ve çeşitli meslek grupları bu talepleri arttırsa da artık her insan gibi erkeklerde daha güzele ulaşmayı hedefliyor.

Kıyafetlerinde, saç modelinde, traş stilini değiştirmede tutucu olan erkek, kendisi için daha iyi fiziki bir görünüm sağlayacağını düşündüğü işlemlerde beklenenin aksine oldukça cesur davranabiliyor.

Günümüz erkeği diyetini, fiziki aktivitelerini ve ruh halini en elverişli şekilde tutma çabasında olmaktadır.

Yaşam tarzını belirleyen erkekler daha sağlıklı ve hijyenik görünümü hedefliyor. Bu nedenle erkekler de 21.yüzyılda estetik cerrahide gelişen teknolojilerden faydalanıyorlar.

Lazer epilasyon fazla olan tüylerden erkekleri kesin olarak kurtarabiliyor.

Saç ekiminde mikro motor fue aleti harikalar yaratıyor.

Erkekler sıkıntılarını çektikleri fazla yağlarından kurtulmak için de Liposuction'a başvuruyorlar.

Bahar aylarının yaklaşması nedeniyle koltukaltı botox uygulaması terlemeyi önlemek için uygulanacak işlemlerin başında yer alıyor.

Erkek memesinde jinekomasti dediğimiz büyümeye bağlı yapılan operasyonlar da 2011' in en fazla talep gören operasyonlarından olacaktır.

Erkek için ciddi psikolojik problem olabilen jinekomasti operasyonu sonrası hızla özgüvenin kazanılabildiğini görebiliyoruz.

Erkeklerin liposuctionla göbek bölgesinden alınan fazla yağlardan kurtulmuş olması sportmen vücut hatlarını tekrar geri kazanmasını sağlayacaktır.

Saç problemi yaşayanlar da saç ekimi ile görünümlerine farklılık katacaklardır. Fakat ameliyatlar için en önemli detay zamanlamadır. Doğru zamanlama ile işin uzmanına başvurmanız gerekiyor.

Görüntüsünden memnun olan erkeğin, kendisine olan özgüveni de tam olacağı için; 2011 yılı mutlu, sağlıklı ve yakışıklı erkeklerin yılı olacaktır diyebiliriz.

Read more

İşte Türk erkeğinin en büyük derdi!

İşte Türk erkeğinin en büyük derdi!

İşte Türk erkeğinin en büyük derdi! 40 yaş üstü Türk erkeğinin en büyük sorunu ne? Türk Androloji Derneği'nin hayata geçirdiği 'Mazerete Son' isimli kampanya öncesi yapılan araştırma sertleşme sorunu yaşayan erkeklerin yüzde 77'sinin tedavi için bir şey yapmadığını ortaya koydu.

Soruna neden olarak gösterilen mazaretlerin başında ise geçim sıkıntısı yer alıyor. Türk Androloji Derneği Onursal Başkanı Prof. Dr. Ateş Kadıoğlu, bu sorunun Türkiye'de oldukça sık rastlanan bir hastalık olduğuna dikkat çekerek, "Bugün Türkiye'deki 40-70 yaş arası erkeklerin yüzde 69,2'sinde görülmektedir. Bu hastaların yüzde 33,2'si hafif, yüzde 27,5'i orta, yüzde 8,5'i ise ağır derecede sertleşme sorunu olan kişiler" diye konuştu.

Yüzde 77, tedavi için birşey yapmıyor

20 Ocak- 11 Şubat tarihleri arasında İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve Bursa'da yaşayan 20 yaş ve üzeri kadınlarla, 35 yaş ve üzeri erkekler arasında gerçekleştirilen araştırmanın en çarpıcı sonucu sertleşme sorunu yaşayan erkeklerin yüzde 77'sinin tedavi için hiçbir şey yapmaması.

Erkeklerin yüzde 51'i sertleşme sorununu eşleriyle hiç konuşmuyor, yüzde 45'i ise sorunun ilişkilerini etkilediğini düşünüyor.

Kadınların ise yüzde 29'u sertleşme sorunu nedeniyle ilişkilerinin etkilendiği görüşünde.

Kaynak:gazetevatan.com

Read more

Vazektomi erkekliğe zarar verir mi?

Vazektomi erkekliğe zarar verir mi?

Vazektomi erkekliğe zarar verir mi? Üroloji Uzmanı Op.Dr.Kadir Önem Vazektomi ile ilgili doğrular ,yanlışlar ve endişeleri sizler için anlatıyor.. Aile planlamasında erkeklerin göz ardı ettiği etkin ve güvenilir bir yöntem: Vazektomi, vazektomi hakkında neler biliyoruz?

Bilindiği üzere aile planlaması için oldukça çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Bu yöntemleri genel olarak erkeğin korunduğu yöntemler ve kadının korunduğu yöntemler olarak ikiye ayırabiliriz.

Kadınların kullandığı doğum kontrol hapları, tüplerin bağlatılması, kadın kondomu, takvim yöntemi gibi yöntemler bunlardan sadece birkaçıdır.

Erkeklerin genel kullandığı yöntemlerin başında kondom kullanımı gelir. Erkeklerde bu yöntemin yanında oldukça etkili ve güvenilir , ülkemizde erkeklerin nadiren tercih ettiği vazektomi olarak tanımlanan daha anlaşılır bir dilde meni kanallarının bağlanması olarak tanımlayabileceğimiz bir yöntem daha mevcuttur.

Kondom erkekler tarafından sıklıkla tercih edilen aile planlaması yöntemidir. Ülkemizde genel olarak tüplerin bağlatılması, rahim içi araç konulması gibi müdahale gerektirecek aile planlama yöntemleri kadınlar tarafından tercih edilmekte ve ya eşleri tarafından tercih ettirilmektedir.

Esasen kadınlardaki kadar büyük bir girişim gerektirmeden erkeklerde yapılan vazektomi batı toplumlarında daha sıklıkla tercih edilmektedir. Örneğin Amerika Birleşik Devletlerinde yılda 500.000 erkeğe vazektomi yapılmaktadır.

Ülkemizde nadiren yapılmasının sebepleri başında bu yöntemi bilmemek gelmektedir. Bunun yanı sıra erkeklerin vazektomi işlemi sonrasında erkeklikleri kaybedecekleri gibi yersiz ve yanlış inanışları erkekleri bu işlemden uzaklaştırmaktadır.

Haberin devamı için tıklayın!

Kaynak: Milliyet


Read more

Erkeklerin korkulu rüyası!

Erkeklerin korkulu rüyası!

Erkeklerin korkulu rüyası! Varikosel her 4 erkekten 1'ine babalık duygusunu tatırmıyor... Toplumda yaygın fakat yanlış bir inanışa bağlı olarak, bebek sahibi olamayan çiftler için ilk olarak akıllara kadın fizyolojisindeki problemler geliyor. Ancak erkek kısırlığının en önemli nedenlerinden biri olan "varikosel" pek çok erkeğin baba olma hayallerine gölge düşürüyor.

Memorial Ataşehir Hastanesi Üroloji Bölümü'nden Uz. Dr. Egemen Avcı, erkeklerin korkulu rüyası olarak kabul edilen "varikosel ve tedavisi" hakkında bilgi verdi.

Pek çok erkek hastalığın farkında değil
Varikosel, yumurtadaki kirli kanı toplayan damarların genişlemesi hastalığıdır.

Yetişkin her on erkekten birinde rastlanan bu hastalık ergenlik döneminde ortaya çıkarsa yumurtaların küçük kalmasına neden olabilir. Çocuğu olmayan ve bu nedenle doktora başvuran her dört erkeğin birinde varikosel saptanabilmektedir.

Testisler sağlıklı sperm üretebilmek için "skrotum" denilen ve vücudun dışına yerleşmiş torbaların içinde olmalıdırlar. Böylece vücut ısısından etkilenmezler.

Varikosel hastalığında testiküler ısının arttığı düşünülmektedir. Ayrıca venlerdeki (toplayıcı damardaki) bazı zararlı maddeler sperm kalitesini bozabilir. Daha çok sol tarafta rastlanmakla beraber her iki tarafta da görülebilir.

Doğru tanı ve tedavi için...

Tanısı üroloji uzmanının yapacağı fizik muayenesi ile konulur. Hasta çok kilolu, testisi yukarıda ve skrotum az gelişmiş ise ya da fizik muayenede şüphe varsa Skrotal doppler (USG) adı verilen film çekilir.

Varikosel hastalığı yumurta ağrısına da neden olabilir. Hastaya uygulanacak tedavi başvuru şikayeti ve yapılacak testlerin sonucuna göre belirlenir.

Hasta ergenlik döneminde ise ve varikoselli olan testisi diğerine göre daha küçük kalmış ise ameliyat önerilir.



Doktorunuzun önerilerine kulak verin

Ağrı nedeni ile başvuran varikosel hastalarına testisi aşan külot giyilmesi, ağrı kesici kullanılması ve ayakta uzun süre kalınmaması gibi önerilerde bulunulur. Buna rağmen şikayetler geçmiyor ve ağrı devam ediyorsa cerrahi yönteme başvurulabilir.

Varikosel ameliyatı sıklıkla, çocuk sahibi olmayan erkeklerde uygulanan bir operasyondur.

Operasyon sonrası sperm kalitesi %70 artar

Ameliyat öncesi sperm kalitesinde bozukluğu ispat etmek adına hastaya en az iki defa "spermiogram" yaptırması önerilir. Eğer spermin yapısında bir bozukluk saptanmışsa, hormonal veya genetik başka bir hastalık
düşünülmüyor ise hastaya operasyon önerilir.

Operasyon sonrası sperm kalitesinde artış %60-70 civarındadır. Bunun gebeliğe yansıması çeşitli yayınlara göre %40-50 arasında değişmektedir. Ameliyatın, doğal yoldan gebe kalamayan hastaların yardımcı üreme tekniği ile çocuk şansı olma ihtimalini artırdığına yönelik çalışmalar mevcuttur.

Sonuç olarak varikosel hastalığı erkeklerde tanısı ve tedavisi kolay bir hastalıktır. Testisinde ağrısı olan, çocuk sahibi olmak isteyen hastaların ve testisinde küçülme fark eden adelosanların (çocukluk ile erişkinlik arasındaki fiziksel, cinsel, sosyal ve psikososyal geçiş dönemi) bir üroloji uzmanına başvurmaları uygun olacaktır.


Read more
 
ücretsiz porno izle ücretsiz porno hd porno izle mobil porno porno izle türk porno türk porno
Kadınla Yaşam Bloğu Design by Türkçe amatör Porno © 2009