Ağustos sıcaklarını terlemeden geçirin! etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ağustos sıcaklarını terlemeden geçirin! etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Türk doktorunun rekor kıran buluşu!

Türk doktorunun rekor kıran buluşu!

selülit Avustralya’da yaşayan doktor Esra Oğru’nun geliştirdiği krem 28 günde selülitleri yüzde 40 oranında azaltıyor...

Avustralya’da yaşayan Doktor Esra Oğru’nun buluşu “BioElixia” kreminin ünü Avustralya’dan sonra Avrupa’ya da sıçradı. Kremi deneyen kadınlar, haftada iki kere ve 8 hafta süreyle kullandıkları kremin, selülitlerini gözle görülür şekilde azalttığını belirtti. Moleküler bilim dalında eğitim gören Oğru’nun CEO’su olduğu Phosphagenics Ltd’in geliştirdiği krem, İngiltere’de de büyük ilgi gördü. Oğru’nun geliştirdiği krem, derinin içlerine kadar işleyerek, portakal kabuğu görünümünü düzleştiriyor. Kremin formülünde kafein, forskolin ve lavanta özü bulunuyor. Krem, yağ hücrelerinin beslenmesini keserek, ortadan kalkmasını sağlıyor.

İngiltere’de 150 miligramlık bir tüpü 49.95 sterline satılan krem, Avustralya’da dakikada 4 adet satıyor. Geliştirdiği formülle, milyonlarca kadına selülitle savaşta çare olan Oğru, kremin derinin altında selülit olarak tanımlanan yağ hücrelerini yok etmeyi hedef aldığını belirtti.

Daha derine işliyor

Oğru, “Bugüne kadar selülit konusunda sayısız krem piyasaya çıktı. Bu da son krem değil. Ancak firmamızın geliştirdiği krem, derinin alt tabakalarına tesir ederek, yağ hücrelerinin beslenmesini sağlayarak, yok edilmesini gerçekleştiriyor. Yağ hücrelerinin yok olmasıyla da selülit oradan kalkıyor. Bu krem, romatizma ve kanser hastalarının ağrılarını azaltmak amacıyla yapılan patch’lerin denemelerinde ortaya çıktı. İçerisinde kafein, naneden sağlanan forskolin ile lavanta bulunuyor. Denemelerde her hafta 2 defa bu kremi kullanan kadınların 8 haftada sonuca ulaştığı ve selülitlerinin büyük ölçüde yok olduğunu gördük. Kullananlar çok memnun” diye konuştu. Kremin kullanıcılarda 28 günde selülitleri yüzde 40 oranında azaltacağı iddia ediliyor.

Read more

Jinekolojik kontrollerinizi yaptırıyor musunuz?

Jinekolojik kontrollerinizi yaptırıyor musunuz?

Jinekolojik kontrollerinizi yaptırıyor musunuz? Jinekolojik muayeneden korkmayın ve göz ardı etmeyin

Günümüzde bir çok kadın jinekolojik muayene hakkında artık daha bilinçli. Öncelikle kendi sağlıklarına önem vermeliler ve mutlaka sağlık açısından düzenli olarak jinekolojik kontrollerini yaptırması gerektiğinin farkına varmalılar. Korkularını yenemeyen ve hala kontrole gidemeyen kadınlara bir öneri: bir sorun olmasını beklemeyin, her yıl kontrollerinize gidin.

Öncelikle neden jinekolojik muayeneden korktuğunuzu belirlemenizde fayda var. Yapılacak muayeneden dolayı mı yoksa doktorlara güven duygunuzdan dolayı mı? Jinekolojik muayene aktif cinsel hayatı olan ve olmayan kadınlar arasında farklılık gösteren bir şeydir. Bu farklardan en önemli olanı cinsel hayatı aktif olan kadınların muayenesinde spekulum adı verilen alet ile kontrol etmesi. Spekulum bakire kadınlara muayene esnasında uygulanmaz.


Jinekolojik kontrole gitmeden önce adet takviminize yeniden bakın. Eğer sancılı ve aşırı kanama probleminiz yoksa muayeneye adet kanamanız olmadığında gidin. Muayene hakkında belki de en önemli konulardan biri doktorunuza güvenmeniz. Muayene esnasında aklınızdan geçen her soruyu paylaşın. Böylelikle fayda sağlayan ve sizin aklınızdaki tüm soruların doğru cevabını bulabileceğiniz muayene süreci geçirmiş olursunuz.

Read more

Ne zaman normal doğum, ne zaman sezaryen?

Ne zaman normal doğum, ne zaman sezaryen?

hamile Normal doğum, dünyaya gelişin doğal bir döngüsü. Ancak kimi zaman anne adaylarının sancı korkusundan kimi zaman da olası sağlık riski nedeniyle sezaryen tercih ediliyor. Peki ne zaman normal doğum, ne zaman sezaryen?

Hamileler normal doğum ve sezaryen seçimi ile ilgili kararsızlık dönemi yaşıyor. Hangi yöntemin uygun olduğuna hekimin karar vermesinin en doğru yaklaşım olduğunu belirten Neolife Tıp Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Gonca Saraç, normal doğum ve sezaryenin hangi durumlarda yapıldığını şöyle özetliyor:

Normal doğum adı üstünde bir bebeğin dünyaya gelişinin en doğal şeklidir.

Normal bir doğumdan sonra, anne kısa bir dinlenme süresi sonunda günlük yaşantısına dönebilir. Gününde doğacak bir bebek, hamilelik süresince sağlıklı bir ortamda geliştiyse, doğum sırasında yaşayacağı zorluklara dayanabilme gücüne sahiptir. Rahmin kasılmaları sırasında yaşayacağı basınç ve doğum yolundan geçerken hissedeceği sıkışma, her doğumda bebeklerin maruz kaldığı doğal etkilerdir. Annenin doğum sırasında bebeğine karşı sorumluluk bağının güçlenmesi, anne ve bebek ilişkisinin doğum anıyla birlikte başlaması, annenin emzirme ve bebek bakımına hazır hale gelmesinin daha kısa sürmesi normal doğumun avantajlarındandır. Normal doğum yapan bir kadın isterse kısa aralıklarla tekrar doğurabilir ve yapabileceği doğum sayısında da bir kısıtlama yoktur.”

“Normal doğum ‘kendi haline bırakılmış doğum’ değildir! Aksine iyi bir doğumculuk bilgisi, yakın ilgi ve takip gerektirir. Sezaryeni gerektiren bir özellik yoksa doğumun vajinal yolla yapılması planlanır. Eğer gebelik sırasında veya doğum anında bir problem ortaya çıkarsa sezaryene dönülebilineceği önceden bilinmelidir.

Plasentanın erken ayrılması, sancı sırasında rahim yırtılması, bebeğin göbek kordonunun sarkması, bebeğin oksijensiz kalması, rahim açılmasının gecikmesi, bebeğin uygun pozisyonda doğum yoluna girememesi veya ilerleyememesi durumlarında anne acil olarak sezaryene alınır. Bebekle ilgili problemlerde sezaryen ile doğum avantajdır. Sezaryenle doğumda bebek açısından riskler, vajinal yoldan doğuma göre daha azdır.

Sezaryanın tercih edildiği durumları görmek için okumaya devam ediniz...

Saraç, doğum şekli olarak sezaryenin tercih edildiği diğer durumları ise şöyle sıralıyor:

Plasentanın önde gelmesi

Makat gelişli bebek

Önceden geçirilmiş rahim operasyonları (sezaryenle doğum yapmış olma veya miyom operasyonu vb.)

Baş pelvis uyuşmazlığı

Aktif genital uçuk

Diyabet ve ağır kalp hastalığı

Preeklampsi (Gebelikte tansiyonun yükselmesi ile ortaya çıkan gebelik zehirlenmesi)

Bebeğe ait doğumsal problemler (açık nöral tüp defekti gibi)

Çoğul doğumlar

HIV pozitif annelerKan uyuşmazlığı

Miyad geçmesi

Rahim ağzı kanseri

Su kesesinin yırtılması ancak doğumun başlamaması

Rahim ağzına ilişkin geçirilmiş operasyonlar

Doğum yolu önündeki kitlelerSezaryen ile aynı anda yapılacak operasyonlar (tüplerin bağlanması gibi)

İleri anne yaşı

Kısırlık tedavisi sonrası hamilelik

Read more

Adet dönemi öncesi sendromu: PMS!

Adet dönemi öncesi sendromu: PMS!

Adet dönemi öncesi sendromu: PMS! Premenstrüel sendrom olarak da bilinen PMS ile mücadele etme yolları!

Adet kanaması öncesi dönemler de siz de kendinizi depresyonda hissediyor musunuz? Sinirleriniz bozuluyor mu? Vücudunuzda şişlik hissediyor musunuz? Bu sorulara cevabınız evet ise, bu yazı sizin için…

Premenstrüel sendrom yani adet dönemi öncesi ruhsal ve fiziksel açıdan kadınların yaşadığı bazı değişikliklere verilen isimdir. Bu dönem genelde adet kanamasından 7-10 gün öncesinde başlar ve adet dönemi içinde geçer.

PMS dönemini bazı kadınlar çok hafif atlatırken bu dönemi ciddi anlamda ağır atlatanlar da vardır. Bu belirtiler adet kanamasının yakın zamanda olacağının habercisi olmakla beraber birçok kadında fiziksel ve ruhsal dengelerinin değişmesine sebep olur. PMS dönemi belirtileri ile PMS sendromu arasında birtakım farklar vardır. Eğer ruhsal açıdan kendinizi depresyonda, olduğundan daha sinirli, alıngan ve duygusal gelgitlerinizde artış hissediyorsanız bu sendrom içinde olma ihtimaliniz yüksek demektir.

PMS döneminin yaşanmasının en büyük sebepleri, vitamin ve mineral eksiklikleri, hormonal değişimler, vücutta su tutumu ve bazı kimyasal değişimlerdir. PMS belirtileri fiziksel olarak, meme büyümesi ve hassaslaşması, vücutta ödem oluşması, kısa sürede kilo alma, kabızlık, iştahsızlık ve cinsel istek artışı olarak söylenebilir.

PMS sendromu tanısı koymak için ruhsal ve fiziksel belirtileri her adet döneminizde görmeniz gerekir ve özellikle ruhsal dengenizin bozulması ile sosyal hayatınız etkileniyorsa mutlaka bu duruma karşı önlemlerinizi geliştirmeniz gerekir. Bu durum karşısında mutlaka ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanlarından birine görünmeniz gerekir. Tedavi yöntemleri içerisinde, ilaçla tedavinin belirtilere göre farklılık gösterdiğini göz önünde tutun. Bununla birlikte, bu dönemde beslenmenize, egzersizlere ve yaşam kalitenize daha fazla dikkat etmeniz gerekmektedir.

Read more

Tampon sağlığınız için tehlikeli olabilir!

Tampon sağlığınız için tehlikeli olabilir!

Tampon sağlığınız için tehlikeli olabilir! Yaz aylarının gelmesiyle tampon kullanımı da arttı. Tampon kullanımı hakkında bilgilenin, oluşailecek tehlikelerden korunun!

Vajinal tamponlar, tıpkı petler gibi regl zamanlarımızda vücuttan atılan kanı emmek için kullanılan ürünlerdir. Tampon tercihlerinin sebeplerinden biri de bazı kadınlar için pet kullanmaktan daha rahat olmasıdır. Günlük düzeninizi bozmak istemiyor, tatil esnasında pet ile zamanınızı boşa harcamıyor veya rahat bir şekilde giyinmek istiyorsanız tampon kullanmayı tercih edebilirsiniz.

Kendinize en uygun tamponu seçtiğinizden emin olmanız çok önemli. Piyasada birbirinden farklı boy ve emme kapasitesi olan tamponların uygunluğunun ilk kriteri kanama miktarınıza göre emme kapasitesi uygun olanlardır. Adet kanamalarının yoğunluğu günler içerisinde değişkenlik gösterdiği için birçok çeşit tampon kullanmanız gerektiğini unutmayın! İlk tampon seçiminizi mutlaka uzman birinden yardım alarak yapmakta fayda var.

Tatil zamanlarınıza regl döneminiz denk geldiyse, denizde yüzebilmek, egzersiz yapmak ve kendinizi daha rahat hissedebilmek için takacağınız tamponu dikkatli seçin. Bunun en büyük sebeplerinden biri de, tampon kullanırken dikkat edilmesi gereken şeylerin varlığı.

Öncelikle adet kanamanız için yeterli olacak en küçük tamponu seçin. Tampon kullanmadan önce mutlaka ne şekilde kullanılması gerektiğini okuyun ve hem takmadan önce hem taktıktan sonra el hijyeninize dikkat edin. Tampon değiştirmeyi aksatmayın ve 4 ila 8 saat sınırını aşmayın. Sadece pamuk içeren tamponlar kullanın ve tamponu adet kanaması haricinde başka hiçbir şey için kullanmayın.

Read more

Adet dönemi ile ilgili bilinmesi gerekenler

Adet dönemi ile ilgili bilinmesi gerekenler

Adet dönemi ile ilgili bilinmesi gerekenler Adet dönemi hakkında merak edilen konuların cevapları yazımızda.

Kadın sağlığı ile ilgili konulardan biri olan adet dönemi, doğru bilinen yanlışlarla ya da hiç bilinmeyen konularla dolu. Sağlık sözkonusu olduğu zaman, her şeyin en ince detayına kadar dikkat etmek gerekiyor.

Adet döneminde egzersiz yapmaya devam edebilirsiniz ve bunun size hiçbir yan etkisi olmaz. Aksine, vücudunuzda adet
döneminden kaynaklanan ağrıları dindirmeye yardımcı olur.

Adet döneminde denize girmenin sağlığa herhangi bir olumsuz etkisinin bulunduğuna dair kesin bulgu yok. Ancak kanamanızda herhangi bir durma sözkonusu olmaz.

Adet sancıları, tamamen fizyolojiktir. Adet dönemine özel üretilen ağrı kesiciler, bu ağrıları kesmekte çok etkilidir. Ayrıca, bir doktora danışılarak kullanılması şartıyla doğum kontrol hapları da ağrı kesici niyetine kullanılabilir. Ancak, adet dönemi ağrılarınızda aşırılık varsa bir doktora görünmekte fayda var, yumurtalıklarınızla ilgili bir problem yaşıyor olabilirsiniz.

Bazı kadınlarda, gebelik ve emzirme sonrası hormonların değişmesinden ötürü, adet sancılarında azalma meydana gelebiliyor.

Read more

Ağustos sıcaklarını terlemeden geçirin!

Ağustos sıcaklarını terlemeden geçirin!

Elleri terlediği için tokalaşmaktan çekinenler, ter izi kötü görünüyor diye gömlek giyemeyenler ve sıcak havalarda ter içinde kalanlar…


Elleri terlediği için tokalaşmaktan çekinenler, ter izi kötü görünüyor diye gömlek giyemeyenler ve sıcak havalarda ter içinde kalanlar… Yılın en sıcak ayı olarak bilinen Ağustos’un gelmesi en çok onlara yaramıyor. Ancak güvenli ve konforlu bir şekilde uygulanan botoksla tedavisi, uzun bir süreliğine terlemeyi hayatınızdan çıkarıyor. Memorial Etiler Tıp Merkezi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Zerrin Baysal, “Aşırı terleme ve tedavisi” hakkında bilgi verdi.

Stres üzüntü ve heyecan aşırı terleme nedeni

Vücudun ısı dengesini korumak, toksinlerin atılmasını sağlamak ve derinin nemlenmesine yardımcı olmak için varlığını sürdüren ter bezleri bazen aşırı derecede çalışabilir. Ter bezlerinin aşırı çalışmasına neden olan birçok faktör vardır. Bunlardan en önemlisi genetik faktörlerdir. Terleyen bir kişinin ailesine ait öykü sorgulandığında genellikle ya anne ya da babada aşırı terleme şikayeti gözlemlenmektedir. Korku, üzüntü, heyecan, depresyon, stres gibi durumlarda da vücut biyokimyasındaki değişikliğe bağlı olarak ter bezlerinin uyarılması ve aşırı ter üretimi gelişir.

Aşırı kilolar da terlemeyi tetikler

Hormonal aktivitelere bağlı olarak gelişen aşırı terleme çeşitlerinden en önemlisi menopozda görülür. Tiroid bezinin aşırı çalışması da ter bezi aktivitesini artıran diğer bir hormonal durumdur. Aşırı kilolu olmak, sıcak ve rutubetli bölgede yaşamak, çok kalın giyinmek ve bazı gıdaları (acılı baharatlı gibi) aşırı tüketmek de terlemeyi artıran faktörlerdir. Özellikle gıdalarla alınan kokulu baharatlar, soğan, sarımsak gibi yiyecekler terin kötü kokmasına neden olur.



En etkili tedavi botoks

Aşırı terleme için geliştirilen birçok tedavi yöntemi vardır. Uzun yıllardır kullanılan, hastaları rahatlatan, ciddi yan etkileri görülmeyen en etkili tedavi botoks enjeksiyonu ile terlemenin engellemesidir. Botoks bir toksindir ve ter bezlerine gelen sinir uçlarını bloke ederek ter bezlerinin uyarılmasını engeller. Lokal olarak uygulanır ve kısa süreli bir tedavidir.

Etkisi 6-9 ay gibi uzun sürer. Çoğunlukla bahar aylarında yapılan bir botoks tedavisi sonraki kış dönemine kadar etkisini gösterir. Etkisi azaldığında ise kış dönemi geldiği için zaten terleme azalmaya başlar. 3-4 aylık kış dönemi sonrasında, baharın ve sıcak havaların gelmesiyle tedavi tekrarlanır. Dolayısıyla tedavi yılda bir kez bile uygulansa kişiyi büyük ölçüde rahatlatmış olur. Bazı hastalarda soğuk havada bile aşırı terleme görülmektedir. Bu hastalara 6 ayda bir uygulamak gerekir.

En çok şikayet edilen bölge koltuk altı

Terleyen hastalara bakıldığında hastaların % 80’inde koltuk altı terlemesinin aşırı olduğu görülür. Diğer sık görülen bölgeler el ve ayaklardır. Bu bölgelerde aşırı terleme olmasının nedeni çok sayıda ter bezi içermeleridir. Dolayısıyla terleme için uyarı geldiğinde fazla salgı ve aşırı terleme görülür.

Terlemeyi durdurmak zararlı mıdır?

Tüm vücudumuzda ter bezleri vardır. Koltuk altında atılmayan ter diğer bölgelerden atılır. Bu yüzden endişe doğurabilecek bir probleme yol açmaz. Tedavi koltuk altına 10 dk, eller için 15-20 dk ve ayaklar için yarım saat sürer. El ve ayak uygulamaları ağrılıdır; fakat lokal anestezik maddelerle uygulandığında tolere edilir. Koltuk altı uygulamaları ise herhangi bir uygulamaya gerek kalmadan uygulanır. Aşırı terleme şikayeti olan hastaların bir dermatoloğa başvurması ve ilgili nedenlerin araştırılarak kişi için en etkili tedavinin seçilmesi hastaların yaşam kaliteleri açısından çok önemlidir.

Read more
 
ücretsiz porno izle ücretsiz porno hd porno izle mobil porno porno izle türk porno türk porno
Kadınla Yaşam Bloğu Design by Türkçe amatör Porno © 2009